Esas No: 2021/16232
Karar No: 2022/14395
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/16232 Esas 2022/14395 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/16232 E. , 2022/14395 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
A-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Sanığın, 12.03.2014 tarihinde ... Muhtarlığı'na giderek kendisini abisi olan katılan ... olarak tanıttığı ve sahte nüfus cüzdanı talep belgesi düzenlettiği daha sonra aynı gün bu belge ile Bitlis Nüfus Müdürlüğüne başvurarak sahte nüfus cüzdanı çıkarttığı ve bu nüfus cüzdanı ile 13.03.2014 tarihinde katılana ait olan banka hesabından 2.060 TL para çektiği bu şekilde sanığın atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; katılan ... ve sanık ...’nın kardeş oldukları, ceza sorumluluğunu etkileyen şahsi sebepleri düzenleyen 5237 sayılı TCK'nın 167/2. maddesinde tanımı yapılan aynı konutta beraber yaşamayan kardeşe karşı nitelikli dolandırıcılık suçunda sanık hakkında hükmolunan cezadan indirim yapılması gerektiği ile takibinin şikayete tabi olduğu ve uzlaşma kapsamına girdiği değerlendirilerek yapılan incelemede;
Hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ''etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile'' ibaresinin madde metninden çıkarılması sebebiyle soruşturma ve kovuşturulması şikayete bağlı olan 5237 sayılı TCK'nın 167/2. maddesi yollamasıyla 158/1-f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi;
Kabule göre;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesi gerektiği,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.