Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5882 Esas 2022/5322 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/5882
Karar No: 2022/5322
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5882 Esas 2022/5322 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/5882 E.  ,  2022/5322 K.

    "İçtihat Metni"


    B O Z M A Ü Z E R İ N E
    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SAYISI : 2019/6 E., 2021/283 K.
    SUÇ : Kasten yaralama
    HÜKÜM : Mahkûmiyet
    TEMYİZ EDENLER : Katılan, sanık müdafii
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
    Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. Adıyaman 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/647 Esas, 2015/339 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 32 nci maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilerek 5237 sayılı Kanun'un 57 nci maddesinin birinci fıkrası gereği akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine karar verilmiştir.

    2. Adıyaman 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/647 Esas, 2015/339 Karar sayılı kararının katılan tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 11.09.2018 tarihli ve 2017/18092 Esas, 2018/12629 Karar sayılı ilâmıyla;
    "1)Sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK'nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığının Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporu ile tespiti gerekirken; ... Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 25.02.2015 tarihli görüşü gözardı edilmek ve sanığın cezai ehliyeti olmadığına dair tek uzman hekim tarafından evrak üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen rapor esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2)Katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen ve mahkemece hükme esas alındığı anlaşılan 02.07.2014 tarihli raporun geçici rapor olduğu, kesin raporun Plastik Cerrahı tarafından verileceğinin ifade edildiği anlaşılmakla, katılanın yaralanmasının niteliğine ilişkin kati rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, geçici rapora istinaden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    3)Akıl hastalığı sebebiyle cezai ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle hakkında 5237 sayılı TCK'nin 32/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen sanık hakkında, aynı kanunun 57/1. maddesi gereğince yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verildiği halde, anılan Kanun'un 57/2. maddesi gereğince 'Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastasının yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda, toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkemece serbest bırakılmasına' karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    4)Sanık hakkında hüküm kurulurken uygulama maddesinin CMK’nin 223/3-a maddesi yerine CMK’nin 223/4-b maddesi olarak gösterilmesi,
    5)Gerekçeli karar başlığında yargılama konusu suç adı olarak 'Kasten Yaralama' yerine 'Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma' yazılması,"
    Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

    3. Adıyaman 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.04.2015 tarihli ve 2014/647 Esas, 2015/339 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

    4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 08.09.2021 tarihli ve 2021/104917 sayılı, "Hakkında Türk Silah Kuvvetlerinin 06/03/2012 tarihli 1306 no.lu sağlık raporu ile 'organik olmayan psikoz, barışta askerliği elverişli değildir' ibareli rapor bulunan, sanığın 27/06/2019 tarihinde savunmasını alan mahkemenin sanığın sorulara mantıklı cevap vermediği yolunda gözlemi bulunan ve zaman zaman düçar olduğu ataklar nedeni ile farklı hastanelerde tedavi olduğu belgelendirilen sanık hakkında alınan raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulması," nedenine dayalı bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    A. Katılanın Temyiz Sebepleri
    1. Sanığın öldürme kastıyla hareket ettiğine, bu nedenle sanık hakkında hükmolunan cezanın yetersizliğine,
    2. Vesaire,İlişkindir.
    B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
    1. Sanık hakkında ceza ehliyetinin tespitine ilişkin adlî tıp raporları arasında çelişki bulunduğuna,
    2. Sanığın kasten hareket etmediğine,
    3. Vesaire,İlişkindir.

    III. OLAY VE OLGULAR
    1. Sanığın, daha önceden katılana ait iş yerinde çalıştığı, tarafların bu nedenle tanıştıkları, tanığı bulunmayan olayda sanığın, belirlenemeyen bir nedenle niteliksiz bıçakla katılanı sol el bileğinden, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.
    2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı 12.02.2015 tarihli celsede ikrar ettiği belirlenmiştir.
    3. Katılanın her aşamadaki anlatımlarının istikrarlı olduğu tespit edilmiştir.
    4. Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Adıyaman Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan 13.12.2019 tarihli;
    "Şahsın yapılan muayenesi ve önceki evrakı tetkik edilmekle; sol el bileği fleksiyon hareketinin 30 derecede limitli olması, EMG’de sol üst ekstremitede ulnar sinirin duyu iletisi alınamaması ve şahsın 4.5 parmaklarda his olmadığını ifade etmesi (EMG ile uyumlu), sol üst ekstremiteye yapılan iğne EMG’de first dorsai interosseal ve addukto digiti minimi kaslarında muplerde nörojenik değişiklikler saptanması ve parmak addüksiyon hareketini yapamaması nedenleriyle, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olduğu"
    Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
    5. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi kapsamında yapılan araştırma neticesinde;
    a) Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim olunan, 21.10.2014 tarihli, Psikiyatri Uzmanı tarafından evrak üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen;
    "Olay tarihinden 1 ay önce başlayan psikotik alevlenmesi olan hastanın 02/07/2014 tarihinde psikotik alevlenme döneminde olduğu, şahsın alınan anamnez, yapılan ruhsal durum muayenesi ve psikometrik değerlendirmeleri sonucunda olay tarihi itibariyle işlemiş olduğu 'Kasten Yaralama' suçuyla ilgili eyleminin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamadığı,"
    Yargıtay bozma ilâmının gereği olarak;
    b) Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Gözlem İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan, 11.03.2020 tarihli raporunda;
    "09/03/2020 giriş ve 11/03/2020 çıkış tarihleri arasında yapılan muayenesi, müşahedesi, tetkikleri ve adli dosyanın incelenmesi neticesinde; Kendisinde ceza sorumluluğunu etkileyecek veya ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığı tespit edilmediği. Dava dosyasının tetkikinden de suç tarihinde suçunu takip eden günlerde de herhangi bir akli arıza içinde olduğuna delalet edecek tıbbi bulgu ve belgeye rastlanmadığı; Bu duruma göre 02/07/2014 tarihinde Kasten Yaralama suçuna karşı CEZA SORUMLULUĞUNUN TAM OLDUĞU kanaat ve mütalaamızı bildirir gözlem raporudur."
    Görüşlerini içeren adlî muayene raporları dava dosyasında mevcuttur.
    5. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği tespit edilmiştir.
    IV. GEREKÇE
    A. Katılanın Temyiz İsteği Yönünden
    1. Suç Vasfı ve Ceza Miktarı Yönünden
    Tanığı bulunmayan olayda katılanın, sanığın bıçakla birden fazla kez hamle yaptığına dair iddiasını destekler başkaca bir delil bulunmadığı, katılanın yaralanma bölgesi ve meydana gelen netice karşısında sanığın yaralama kastı ile hareket ettiği anlaşılmış olup, sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak adlî tıp kurumu tarafından tanzim olunan adlî muayene raporunda meydana gelen yaralanmanın, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olduğu tespitine yer verildiği bahse konu eylemin, 5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunduğu ve eylem için öngörülen ceza miktarının "5 yıl" hapis cezası olduğu anlaşılmakla, ceza miktarının tespit ve tayininde bir isabetsizlik görülmediğinden hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    2. Vesaire Yönünden
    Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılanın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
    B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
    1. Ceza Ehliyeti Raporu Yönünden
    Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmında, sanık hakkında ceza ehliyetinin bulunmadığı yönünde görüş içeren Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim olunan 21.10.2014 tarihli raporun, tek hekim (Psikiyatri Uzmanı) tarafından ve evrak üzerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim olunması sebebiyle yetersiz olduğu, bu nedenle bozma sebebi yapıldığı belirlenmiştİR. Bozma ilâmına uyulmasına karar veren Mahkemece sanığın, Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Gözlem İhtisas Dairesine sevki sağlanarak 09/03/2020 giriş ve 11/03/2020 tarihleri arasında gözlem altında tutulmasıyla yapılan muayene ve değerlendirme neticesinde adlî tıp kriterleri ve Dairemizin yerleşik kabulüne uygun şekilde adlî muayene raporunun sağlık kurulu tarafından tanzim olunduğu, raporlar arasında çelişkinin, aynı düzeydeki Kurumlar tarafından farklı görüşler açıklanması durumunda söz konusu olacağı, açıklanan nedenlerle Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Gözlem İhtisas Dairesi tarafından sanık hakkında tanzim olunan ve ceza sorumluluğunun tam olduğu görüşünü içeren adlî raporun hükme esas alınmasında isabetsizlik görülmediğinden, Tebliğname görüşüne de iştirak olunmamakla birlikte hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    2. Sanığın Kasten Hareket Etmediği Yönünden
    Yargılama konusu suç yönünden ceza sorumluluğunun tam olduğu belirlenen sanığın, 12.02.2015 tarihli celsede "... eve gidip bıçak aldım ve işyerine tekrar geldim, bir anlık sinirle müşteki Akın'ı yaraladım." şeklindeki anlatımı karşısında 5237 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde kast için aranan, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilinmesi ve istenmesi unsurlarının oluştuğu anlaşılmakla sanığın, eylemini kasten gerçekleştirdiğinin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    3. Vesaire Yönünden
    Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adıyaman 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.03.2021 tarihli ve 2019/6 Esas, 2021/283 Karar sayılı kararında katılan ve sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan ve sanık müdafii temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
    Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    20.06.2022 tarihinde karar verildi.





    Hemen Ara