Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7575 Esas 2022/1858 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7575
Karar No: 2022/1858
Karar Tarihi: 14.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7575 Esas 2022/1858 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, hisse devri sırasında davalının kendisini yanıltarak hisseleri satın aldığını ve bedel ödemediğini iddia ederek, davalının itirazının iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacının istinafı da esastan reddedilmiştir. Ancak davalının Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki beyanı, borcun örtülü ikrarı niteliğinde olduğundan, zamanaşımının kesildiği kabul edilerek, kararın bozulması ve uyuşmazlığın esası hakkında değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu’nun 154. Maddesi (eski adıyla 133. Madde)
- Mülga Borçlar Kanunu’nun 126. Maddesi
11. Hukuk Dairesi         2020/7575 E.  ,  2022/1858 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25.12.2018 tarih ve 2017/147 E. - 2018/408 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.09.2020 tarih ve 2019/1724 E. - 2020/1013 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile davalının dava dışı Etucon İnş. Tic. A.Ş.'nin ortağı olduklarını, davalının müvekkilini yanıltarak şirket hisselerini satış göstermek suretiyle kendisine devrettirdiğini, ancak hisse karşılığı olarak her hangi bir ödeme yapmadığını, bu durumu da Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/154 Esas sayılı ceza dosyasının 03/11/2014 tarihli duruşmasında açıkça ikrar ettiğini, müvekkilinin devrettiği hisse bedellerinin tahsili için başlattığı icra takibine haksız yere itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek davalının itirazının iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının 1994 yılından bu yana Türkiye'de olduğunu, iyi derece Türkçe bildiğini, davalının ağır ceza mahkemesindeki ifadesinin davacıya hisse devri ile ilgili para ödenmediğine ilişkin bir ikrar olarak değerlendirilemeyeceğini, hisse devir bedelinin davacıya ödendiğini, öte yandan hisse devir bedelinin tahsili için Mülga BK'nın 126. maddesi ve 6098 sayılı TBK'nın 147. maddesindeki beş yıllık zaman aşımı sürelerinin hisse devrinin yapıldığı 22/02/2010 tarihinden takip tarihi olan 12/01/2016 tarihine kadar geçtiğini, davacının hataya ilişkin irade fesadı iddiası ile ilgili olarak TBK'nın 31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde devir sözleşmesinin iptali davasının açılması gerektiğini, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını savunarak davanın reddi ile müvekkilinin lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, dava dışı Etucon İnşaat Ticaret Anonim Şirketi'nde ki davacıya ait hisselerin davalıya devrine ilişkin 22/02/2010 tarihli protokolden kaynaklanan itirazın iptali davasında, davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı defiinde bulunduğu, hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak davalarında zamanaşımı süresinin (mülga BK'nun 126. maddesi) TBK'nun 147. maddesi gereğince 5 yıl olduğu, hisse devir sözleşmesi tarihi olan 22/02/2010 ila dava tarihi (17/05/2017) arasında zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; 22/02/2010 tarihli adi yazılı hisse devir sözleşmesine göre, davacı ...'in 95.000,00 TL bedelli hisselerini davalıya devrettiği anlaşılmış, Mülga 818 sayılı TBK'nın 126/4. maddesine göre davanın beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin 22/02/2010 tarihli olup, bu sürenin icra takibi ve dava tarihinde geçtiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, olaya uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacının istinaf istemi bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmiştir.
    Zamanaşımı süresi içinde alacaklı istemde bulunmazsa, alacağın dayalı olduğu maddi hak sona ermemekte, sadece alacağı talep etme hakkı düşmektedir. Zamanaşımı süresi kesildiği takdirde, kesilmiş olduğu tarihten itibaren yeniden işleyemeye başlayacaktır. Zamanaşımını kesen nedenler, eBK 133. maddede (TBK 154. madde) sınırlı sayıda belirtilmiştir. eBK 133. maddesi (TBK 154. madde) uyarınca, borçlu borcunu ikrar ederse zamanaşımı süresi kesilir. Başka bir anlatımla borçlunun borcunu ikrar etmesi (alacağı tanıması), zamanaşımını kesen nedenlerdendir. Borcun tanınması, tek yanlı bir irade bildirimi olup; borçlunun, kendi borcunun devam etmekte olduğunu kabul anlamındadır. Ayrıca zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Gerçekte de borç ikrarı, ancak işlemekte olan zamanaşımını keser. Borcu ikrar eden borçlunun bu durumun zamanaşımını keseceğini bilip bilmemesi önemli değildir. Borçlu borcu açıkça veya örtülü ikrar edebilir.
    Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, alacak isteminin dayandığı hisse devir sözleşmesi 22.02.2010 tarihli olup, dava 17.05.2017 tarihinde açılmıştır. Hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davalı ...’in Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 03.11.2014 tarihli celsedeki beyanında ‘’Gerrit şirketten ayrıldıktan sonra hisse devri yapıldı ama kendisine herhangi bir bedel ödenmedi, çünkü o dönemde muhasebeci şirket hesaplarının dökümünü yaptı, şirket borçlu idi, sanık borçlardan muaf tutularak hisseleri devralındı, ödeme de bu nedenle yapılmadı.’’ şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalının bu beyanı, borcun örtülü ikrarı niteliğindedir. Bu durumda, mahkemece davalının ikrarı ile zamanaşımı süresinin kesildiği, davanın yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresi içinde açıldığı dikkate alınarak, uyuşmazlığın esası hakkında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle davacının istinaf istemini esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara