Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/6529 Esas 2022/5279 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/6529
Karar No: 2022/5279
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/6529 Esas 2022/5279 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/6529 E.  ,  2022/5279 K.

    "İçtihat Metni"

    (KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)


    Eşe karşı kasten yaralama suçundan sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun’un 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 30.06.2020 tarihli ve 2019/341 Esas, 2020/114 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 24.04.2022 tarihli ve 2021/3345 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.05.2022 tarihli ve 2022/64728 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
    Mezkur ihbarnamede;
    1) 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 305. maddesinde yer alan "Ceza Mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir. Ancak, on beş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalara ait hükümler hiç bir harç ve masrafa tabi olmaksızın Yargıtayca re'sen tetkik olunur. 1. (Değişik: 18.11.1992 - 3842/28 md.) İki milyar liraya kadar (İki milyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler, (1) 2.(Değişik: 18.11.1992 - 3842/28 md.) Yukarı sınırı on milyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri, (1) 3. Bu Kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler, Temyiz olunamaz. Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz..." şeklindeki düzenlemenin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarih olan 20.07.2016 tarihine kadar geçerlilik arz ettiği,
    Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte 20.07.2016 tarihi itibariyle artık 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun istinaf başlıklı 272. maddesinin yürürlük kazanması ile birlikte anılan maddenin ilk halinde 1412 sayılı Kanun'daki gibi kesin olan hükümlerin tekerrüre esas alınamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması sebebiyle kesin nitelikteki adli para cezaları tekerrüre esas oluşturabiliyorken, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 272. maddesinde yer alan "(1) İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, on beş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re'sen incelenir. (2) Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir. (3) Ancak; a) (Değişik: 31.3.2011-6217/23 md.) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üç bin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, b) Üst sınırı beş yüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, Karşı istinaf yoluna başvurulamaz." şeklindeki düzenlemenin son fıkrasına 14.04.2020 tarihinde 7242 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle yapılan değişiklikle eklenen "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz." şeklindeki cümle gereğince, kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkumiyet hükümlerinin tekerrüre esas alınamayacağının anlaşıldığı,
    Somut olayda; tekerrüre esas alınan sanığa ait adli sicil kaydında bulunan Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 02.10.2018 tarihli ve 2017/588 Esas, 2018/507 sayılı kararıyla verilen 3.000,00 Türk lirası adlî para cezasının, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği ve 5271 sayılı Kanun'un istinafa ilişkin hükümlerinin yürürlüğe girdiği 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kesin nitelikte, doğrudan adli para cezası olduğunun anlaşılması karşısında, Ceza Genel Kurulunun 02.07.2020 tarihli ve 2019/13-123 Esas, 2020/334 Karar sayılı ilamında da kabul edildiği üzere sanığın tekerrüre esas alınan kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkumiyet hükmünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 272. maddesinin son fıkrasında yer alan "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz." şeklindeki cümle gereğince, tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesinde,
    2)Sanığın tekerrüre esas alınan Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 02.10.2018 tarihli ve 2017/588 Esas, 2018/507 sayılı kararıyla doğrudan verilen 1.500,00 Türk lirası adli para cezasının karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı, ancak sanığın Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 31.10.2018 tarihli ve 2018/184 Esas, 2018/555 sayılı kararı ile hükmedilen hapis cezasından çevrilen 6.000,00 Türk lirası adli para cezasının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    İncelenen dosyada; ayrıntıları CGK’nin 02.07.2020 tarih, 2019/13-123 Esas ve 2020/334 Karar sayılı kararında açıklandığı gibi, sanığın tekerrüre esas alınan kesin nitelikteki adli para cezasına dair Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 02.10.2018 tarihli ve 2017/588 Esas, 2018/507 Karar sayılı kararına konu mahkumiyet hükmünün, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 14.04.2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun'un 17. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 272. maddesinin son fıkrasına eklenen "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz." şeklindeki ibare gereğince aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen ve kesin olmaları nedeniyle istinaf yasa yoluna başvurulamayacak hükümlerin tekerrür uygulamasına da esas alınamayacaklarına ilişkin düzenlemeye göre sanık hakkında Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 02.10.2018 tarihli ve 2017/588 Esas, 2018/507 Karar sayılı ilamıyla, 5237 sayılı TCK'nin 86/2, 86/3-e, 35, 62. maddelerine istinaden doğrudan hükmedilen 1.500,00 TL adli para cezasına dair hükmün tekerrüre esas alınması mümkün değildir.
    Bununla birlikte, sanık hakkındaki Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 31.10.2018 tarihli ve 2018/184 Esas, 2018/555 Karar sayılı ilamıyla, 5237 sayılı TCK'nin 267/1, 62. maddelerine istinaden hükmedilen hapisten çevrili 6.000,00 TL adli para cezasının tekerrüre esas alınması gerekir. Ancak, koşullu salıvermeye eklenecek süre yönünden sanığın kazanılmış hakkı dikkate alınmalıdır.
    Bu nedenle; Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; sanık hakkındaki Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 30.06.2020 tarihli ve 2019/341 Esas, 2020/114 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesinin (d) bendi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, hüküm fıkrasından tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin paragrafın çıkarılarak yerine “Mükerrir sanık hakkında Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 31.10.2018 tarihli ve 2018/184 Esas, 2018/555 Karar sayılı ilamıyla, 5237 sayılı TCK'nin 267/1, 62. maddelerine istinaden hükmedilen hapisten çevrili 6.000,00 TL adli para cezasına ilişkin mahkumiyetinin hükmünün tekerrüre esas alınmasına, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.06.2011 tarihli, 2011/2-60 Esas, 2011/126 sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği üzere, 5275 sayılı Kanun'un 108/2. maddesi uyarınca mükerrir olan sanık hakkında koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın kazanılmış hakkı nedeniyle Göksun Asliye Ceza Mahkemesinin 02.10.2018 tarihli ve 2017/588 Esas, 2018/507 Karar sayılı ilamıyla, 5237 sayılı TCK'nin 86/2, 86/3-e, 35, 62. maddelerine istinaden doğrudan hükmedilen 1.500,00 TL adli para cezasına ilişkin mahkumiyeti esas alınarak belirlenmesine” şeklindeki paragrafın eklenmesine, infazın bu şekilde yapılmasına, diğer kısımların aynen bırakılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara