Esas No: 2021/13026
Karar No: 2022/14399
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13026 Esas 2022/14399 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/13026 E. , 2022/14399 K.Özet:
Sanık müdafisinin resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazı incelenerek, Anayasa Mahkemesi tarafından 08.10.2015 tarihinde iptal edilen 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uygulamasının yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş ve sanık müdafisinin temyiz itirazının reddedilmesine karar verilmiştir.
Bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumları aracılığıyla dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararına ise Cumhuriyet savcısının temyizi incelenerek, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması durumunda dolandırıcılık suçunun oluşmayacağına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı hatırlatılmıştır. Müşteki ve tanık ifadelerinin yetersiz olduğu, alım satıma ilişkin fatura veya belgelerin getirtilmemesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle beraat hükmü bozularak inceleme ve araştırmanın tamamlanması gerektiği kararlaştırılmıştır.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi
- 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
I- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmalarda ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
II- Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararına karşı Cumhuriyet savcısının temyizinin incelenmesine gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 tarihli ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması hâlinde, borç hileli davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı nazara alındığında; müşteki ...’ın aşamalardaki beyanlarında söz konusu çekin sanık tarafından kendisine almış olduğu kumaş karşılığı verildiğini söylemesi, tanık olarak beyanına başvurulan müştekinin muhasebecisi olan ...’in ise, sanık ile müştekinin sürekli alışveriş yaptıklarını, sanığın aldığı mallarla ilgili olarak cari hesap açtırdığını ifade etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, sanık ile müşteki ve tanığın bu konuda ayrıntılı beyanlarının alınması ile alım satıma ilişkin fatura ya da varsa başka belgelerin getirtilmesi ve çekin sanık tarafından önceden doğan bir borç için verilip verilmediğinin kesin olarak tespit edilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile beraat hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.