Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5682 Esas 2022/1865 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5682
Karar No: 2022/1865
Karar Tarihi: 14.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5682 Esas 2022/1865 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, mudi ...'ın hesabından 36.500.- TL'yi zimmetine geçirdiği tespit edilince mahkeme tarafından hüküm verilmiştir. Kararın onanması sonrasında, sigortalı banka mudiye ödeme yapmıştır ancak müvekkilinin de poliçeler uyarınca faizleri ile birlikte 110.000.- USD'yi sigortalı bankaya ödemiştir. Davacı vekili bu meblağın tahsili için davalı aleyhine başlattığı icra takibine itiraz etmektedir. İlk kararın temyiz edilmesi sonucunda Dairemizce onandığı ancak davacı vekilinin karar düzeltme isteği sonrasında hükmün davacı yararına bozulması gerektiği kararına varılmıştır. Davada, taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigortalı bankanın, mudi ...’ın zararını da kapsayacak şekilde davalıyı ibra edip etmediği ve müzekkere cevabının ...’ın zararının davalı tarafından tazmin edildiği anlamına gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkeme, halefiyet ve temlike dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle açılan davada, davalı tarafından karşılanan zarar banka tarafından kabul edilmediği için davacının aktif husum
11. Hukuk Dairesi         2021/5682 E.  ,  2022/1865 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 08.11.2018 gün ve 2013/277 - 2018/465 sayılı kararı onayan Daire'nin 21.04.2021 gün ve 2019/4356 - 2021/3906 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin Sümerbank A.Ş.'yi sigortaladığını, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/1344 E.- 2005/617 K. sayılı dosyası ile davalının, mudi ...'ın hesabından 36.500.- TL'yi zimmetine geçirdiğinin hükme bağlandığını, kararın onandığını, sigortalı bankanın mudiye ödeme yapması üzerine müvekkilinin de poliçeler uyarınca faizleri ile birlikte 110.000.- USD'yi sigortalı bankaya ödediğini, sigortalısının haklarına halef olan müvekkilinin bu meblağın tahsili için davalı aleyhine başlattığı icra takibine itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin zarara uğradığını ileri süren ...'a söz konusu zarar miktarını tam olarak ödediğini, böylece müvekkilinin bankanın uğraması muhtemel zararını tamamen ortadan kaldırıp bankaya hiç bir zarar vermediğini, bankanın teminatlar karşılığında davalıyı ibra ettiğini, ...'ın tüm zararı akrabası da olan müvekkil tarafından giderildiği halde bunu gizleyerek bankadan tekerrür niteliğinde ikinci bir ödeme aldığını, böylece bankayı zarara uğrattığını, davacının bu olay sebebiyle ödeme yapmasının yerinde olmadığını, rücu hakkının doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
    Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Dava, 6762 sayılı TTK’nın 1301. maddesine göre halefiyet ve temlike dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    ...yukarıda özetlenen davada, taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigortalı bankanın, mudi ...’ın zararını da kapsayacak şekilde davalıyı ibra edip etmediği ve karar düzeltme istemine konu Dairemiz ilamında belirtilen müzekkere cevabının ...’ın zararının davalı tarafından tazmin edildiği anlamına gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır.
    Sigortalı banka müfettişleri tarafından davalının eylemlerini konu alan, 28.03.2002 tarihli Ön Kanuni Soruşturma Raporu, 02.04.2002 tarihli Soruşturma Raporu ve 03.05.2002 tarihli Ek Soruşturma raporları düzenlenmiştir. Ön Soruşturma Raporuyla, davalının ...-... müşterek hesabında bulunan mevduatı zimmetine geçirdiği tespit edilmiş, bu tespitlere dayalı olarak ve münhasıran bu raporda belirtilen banka zararının tahsili için İş Mahkemesinde davalı aleyhine dava açılmıştır. 02.04.2002 tarihli soruşturma raporuyla, davalının, ön soruşturma raporunda belirtilen ek olarak bir kısım mudilerin hesaplarında yaptığı işlemler de şüpheli bulunmuş ve adı geçen mudilerin hesaplarında mutabık olup olmadıklarının sorulması için şubeye davet edilmelerine karar verilmiştir. En son düzenlenen Ek Soruşturma Raporunda ise; davalının raporda isimleri belirtilen 4 mudiye ait mevduatı zimmetine geçirdiği, bu nedenle oluşan banka zararının 222.189,282 TL olduğu, davalının bu zararı karşılamaya yetecek miktarda teminat verdiği belirtilmiş, devamında davalının, aralarında ...’ın da bulunduğu bir kısım mudilerin hesaplarda yaptığı işlemlerin de şüpheli olduğu ancak davalının akrabası ve tanıdıklarından olduğu tespit edilen bu mudilerin, hesaplarında yapılan işlemlere mutabık olduklarına dair imzalı beyanda bulundukları, bu nedenle bu kişilerin bir zararı bulunmadığı belirtilmiştir. Ek soruşturma raporundaki tespitlere istinaden banka tarafından davalıya ibra verilmişse de bu ibranın ...’ın zararını kapsamadığı anlaşılmaktadır zira banka bu tarihte Haydar’ın bir zararı oluştuğunu kabul etmediği gibi ibra belgesinde de bu şekilde yorumlanabilecek bir işaret bulunmamaktadır.
    Banka tarafından yapılan soruşturma sürecinde hesaplarında yapılan işlemlere mutabık olduğuna dair imzalı beyanda bulunan ... daha sonradan bu beyanının hile ile alındığını iddia ederek Oyakbank’a karşı dava açmıştır ( İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2002/1344 Esas). Kabulle sonuçlanıp, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen bu dava incelendiğinde, sigortalı bankanın, davanın hiçbir aşamasında, ...’ın zararının davalı tarafından karşılandığı şeklinde bir savunmada bulunmadığı, tersine soruşturma raporundaki tespitlere dayanarak ...’ın bir zararının bulunmadığını savunduğu görülmektedir. Bu nedenle, Dairemiz onama ilamında belirtilen müzekkere cevabında, sigortalı banka her ne kadar banka zararının davalı tarafından karşılandığını belirtse de, müzekkere cevabı ekine içeriği yukarıda özetlenen 03.05.2002 tarihli Ek Soruşturma Raporunun eklenmesinden de anlaşılacağı üzere burada davalı tarafından karşılandığı belirtilen zarar bankanın kabulünde olan zarar olup, yukarıda da ifade edildiği üzere banka o tarihlerde Haydar’ın tazmini kabil bir zararı bulunduğunu kabul etmemektedir.
    Bu itibarla, mahkemece, halefiyet yanında temliğe de dayanan davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu ve sigortalı banka tarafından davalıya verilen ibranın ...’ın zararını kapsamadığı gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmadığından Dairemizce hükmün belirtilen sebeplerle bozulması gerekirken yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 21.04.2021 gün, 2019/4356 Esas- 2021/3906 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkeme hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin 21.04.2021 gün, 2019/4356 Esas- 2021/3906 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkeme hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 14/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara