Esas No: 2020/8507
Karar No: 2022/1826
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8507 Esas 2022/1826 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8507 E. , 2022/1826 K.Özet:
Davacı, gıda sektörüne yönelik markaları bulunan bir firmadır. İhracat yaptıklarını belirtmiştir. Davacı, tescilli markaları arasında \"Gurme\" gibi birçok markası olduğunu ancak davalı firmanın \"Pınar Gurme\" gibi bir marka kullanmaya başladığını iddia etmiştir. Davalılar ise \"gurme\" kelimesinin gıda sektöründe yaygın olarak kullanılan bir kelime olduğunu savunarak davanın reddedilmesini istemişlerdir. Mahkeme, davacının markaları ile davalılar arasındaki benzerliğin iltibas riski doğurmayacağı sonucuna varmış ve davanın reddine karar vermiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir ve Yargıtay tarafından da reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri: HMK'nın 438/1 maddesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 13, 54. maddeleri ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükümleri Hakkında Kararname'nin 14, 15, 20. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.11.2015 tarih ve 2014/190 E. - 2015/159 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin gıda alanında bir çok ülkeye ihracat yapan bir firma olduğunu, TPMK’da tescilli markaları arasında "Gurme, Gourmet, Gurme Catering, Gurme Yanar Döner, Gurme Lezzet" ve bunun gibi pek çok tescilli markası bulunduğunu, en eski tarihli olanının 26/06/2006 tarihli olduğunu, buna karşılık davalı firmanın "Pınar" markası ile tanındığını, müvekkilinin eski kullanıcı olmasına rağmen davalıların "Gurme" ibaresini markalarında kullanmaya başladığını, her iki marka arasında görsel, işitsel biçimsel olarak benzediğini, tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalılar adına kayıtlı markaların kendi öncelikleri ihlal edilerek tescillendiğini belirterek davalılar adına tescilli 2009/15407 nolu "Pınar Gurme", 2009/15412 nolu "Pınar Gurme", 2010/38330 nolu "Pınar Gurme Lezzetler" ve 2010/38332 nolu "Pınar Gurme Lezzetler" ibareli markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, hükümsüzlük davalarında 5 yıllık hak düşürücü sürenin öngörüldüğünü, dava tarihi itibariyle sürenin dolduğunu, müvekkilleri şirketler adına tescilli “Pınar” markasının toplumda tanınmışlık düzeyine ulaştığını, markaların davacıya ait markalar ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, “gurme” kelimesinin gıda sektöründe yaygın olarak kullanılan bir kelime olup, davacının tekeline bırakılamayacağını, daha önceden kullanılmış olmasının marka hakkı sağlamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların yiyecek içecek alanında faaliyet gösterdikleri, dava konusu edilen "Pınar Gurme" ve "Pınar Gurme Lezzetler" şeklinde sözcük markalarında, davalı açısından esas unsurun "Pınar" ibaresi olduğu, yardımcı unsurların ise, "Gurme" ve "Lezzetler" ibareleri olduğu, bilirkişi kurulunun da "Gurme" ibaresinin tanımlayıcı olduğunu, davacının "Gurme" şeklindeki markası ile davalı markalarının karıştırılabilecek denli benzer olmadığını, bir iltibas riski bulunmadığını, 06/07/2015 tarihli raporlarında bildirdiklerini, raporda davacının önceye dayalı hak iddiası bakımından kanıtlarını değerlendirerek, ticaret unvanındaki ve internet adresindeki kullanımının yeterli olmadığını, hükümsüzlüğe konu markaların terkinlerini gerektirecek bir ayniyet veya esaslı benzerlik bulunmadığının ifade edildiğini ve bu değerlendirmede, "Gurme" ibaresinin ayırt edicilik yönünün zayıflığına işaret olunduğunu, iki tarafın markalarının bir bütün olarak ele alınması gerektiği, çeşitli yönleri ile (görsel, okunuş, fonetik, şekil, anlam) değerlendirilerek, iltibas bulunup bulunmadığı konusunda sonuca varılacağı ve çekişmeli markaların emtiasının ortalama tüketiciye hitap ettiği, dolayısıyla, bu gözle değerlendirildiğinde bir iltibas riski bulunmadığı sonucuna varıldığını, davalıların markaları nasıl kullandığı konusunun ise, bu davada kapsam dışı olduğunu, bu bakımdan, davacının daha önceki tarihlerden beri gerek unvan, gerekse marka olarak bu sözcüğe atfettiği önemin hükümsüzlük sebebi olarak kabulünü gerektirecek bir sonucu bulunmadığı, ayırt ediciliği zayıf markaların tercihi halinde, bu ibarelerin niteliğine göre, sonuçlara katlanılması gerektiği, nitekim, her iki tarafın gerek işaret, gerekse mal hizmet benzerliğine rağmen, sektörde faal oldukları, markaların ve bu arada dava konusu markaların, başvuru tarihlerinden bu yana kullanımda oldukları göz önüne alındığında, davanın reddi gerektiği sonucuna varıldığı, davacının alan adı ile ilgili itirazlarının da, sonuca etkili bulunmadığı, dava konusu olan markalarda ayırt edici parçanın "Pınar" ibaresi olduğu, buna bağlı olarak, davanın kabulü için gerekli şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.