Esas No: 2020/7112
Karar No: 2022/1846
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7112 Esas 2022/1846 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7112 E. , 2022/1846 K.Özet:
Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen alacak davasıyla ilgili karar, yapılması gereken arabuluculuk işleminin yerine getirilmemesi sebebiyle dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş ve esastan kabul edilmemesi üzerine Yargıtay'a temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de istinaf başvurusunu reddetmiştir. TTK'nın 5/A maddesi gereği ticari davalarda arabuluculuk işlemi dava açmadan önce yapılmış olmalıdır ancak bu durum gerçekleşmezse dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilir. 6325 sayılı Kanun'un 18/A-2 maddesi de bu durumu teyit etmektedir. Kararın kanun maddeleri: 6102 sayılı TTK'nın 5/A maddesi, 6325 sayılı Kanun'un 18/A-2 maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 114/2 ve 115. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23.10.2019-31.10.2019 tarihli 2019/242 E. - 2019/553 K. sayılı asıl ve ek kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-esastan kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.06.2020 tarih ve 2020/51 E. - 2020/616 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Yıltaş Grup firmasına 05/09/2015-02/12/2016 tarihleri arasında nakdi ve gayrinakdi krediler kullandırıldığını, kredilerin kat edilerek... Grup firma ve ortakları ile ilgili olarak takipler başlatıldığını, davalı Yılkar Taş. İnş. Malz. San. ve Tic. A.Ş.’nin diğer davalılar aracılığıyla ticari ve iktisadi faaliyetlerine devam ettiğini, diğer davalı tüzel kişileri ticari kazancını alacaklılarından kaçırmak amacıyla perde olarak kullandığını, davalılar arasındaki organik bağın tespitinin gerektiğini, tüzel kişiliğin perdesinin aralanması teorisi dikkate alınarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500.000,00 TL banka alacağının faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı...Akaryakıt İnşaat San. ve Tic. A.Ş. vekili, dava şartı olan arabuluculuk müessesine başvurulmadığını, borcun mevcut borçlu ve kefillerden taşınmaz ipotekleri, hisse rehinleri, teminat çekleri, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarını haciz ile tahsil kabiliyeti olduğu halde müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ olduğu iddia edilerek açılan davanın kötü niyetli olduğunu, borçlu şirket ile müvekkili şirketin faaliyet konularının farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Yılkar Taşımacılık İnşaat Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş. vekili yetki itirazlarının olduğunu, davanın arabuluculuğa tabi olduğunu, dava şartının gerçekleşmediğini, davalı şirketler arasında organik bağ olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Sivas Araç Muayene İşletmeciliği Ticaret A.Ş. vekili, yetki itirazlarının olduğunu, arabuluculuğa başvuru zorunluluğunun olduğunu, müvekkili şirket ile borçlu Yılkar A.Ş.'nin ortaklık yapılarının tamamen farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Eser Prefabrik Yapı Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti vekili davacının iddia ettiği gibi banka borçlusu şirket ortaklarının müvekkil işirketin tüzel kişiliğinin arkasına saklandıkları ve hakkı kötüye kullandıklarına dair yeterli delil bulunmadığını, davacı tarafın tüzel kişilik perdesinin kaldırılması talebinin koşulları oluşmadığını, davanın kötüniyetli açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, 6102 sayılı TTK'nın 5/A maddesi gereği ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği 6325 sayılı Kanun’un 18/A-2 maddesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği, dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, 6100 sayılı Kanun’un 114/2- ve 115. maddeleri gereği dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı banka ile davalı ... (Eski Unvanı... Uluslararası Taşımacılık Turizm Petrol Otomotiv İnşaat Hafriyat İnşaat Malzemeleri Enerji Üretim İtalat İhracat Sanayi ve Ticaret A.Ş.) arasında 20/08/2015 tarihinde düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde verilen ticari kredilerden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla alacak davası açtığı, kredi borçlusu davalı Yılkar Taşımacılık İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketin diğer davalı şirketlerle muvazaalı işlemler yaptığını öne sürerek tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle diğer davalıların da borçtan sorumlu olduklarını belirterek davalılardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500.000,00 TL'nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, ticari krediden kaynaklanan işbu alacak davası TTK hükümleri uyarınca ticari dava niteliğinde olduğundan TTK'nın 5/a maddesi gereğince dava şartı arabuluculuk sistemine tabi olduğu, davanın 7155 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01/01/2019 tarihinden sonra 18/06/2019 tarihinde açıldığı, 6325 sayılı Yasa'nın 18/A-2 maddesine göre dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde görülmediği, dava içindeki geçici hukuki korumanın davanın görülmesi şartına tabi olduğu, ilk derece mahkemesince asıl davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verildiğinden 26/06/2019 tarihli ihtiyati haciz ara kararı ile 31/10/2019 tarihli ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ek kararın kaldırılması gerektiği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularını esastan kabulüne, ihtiyati haciz ara kararı ve ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.