Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7009 Esas 2022/1853 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7009
Karar No: 2022/1853
Karar Tarihi: 14.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7009 Esas 2022/1853 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/7009 E.  ,  2022/1853 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26.11.2018 tarih ve 2017/171 E- 2018/421 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne-esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.06.2020 tarih ve 2019/154 E- 2020/544 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının süt ve süt ürünleri/peynir sektöründe "MURATBEY" markası ile tanındığını, yüze yakın marka ve tasarım tescilinin olduğunu, Ar-Ge çalışmaları neticesinde sürülebilen tam yağlı taze peyniri bulduğunu ve yeni bir peynir türü olarak 2011 yılından itibaren piyasaya sunduğunu, 2011/75812 sayılı "MURATBEY SÜRMELİ BEYAZ PEYNİR" ibareli, 2011/75726 sayılı "MURATBEY SÜRMELİ" ibareli, 2012/96173 sayılı "MURATBEY SÜRMELİ TAZE PEYNİR" ibareli ve 2016/57973 sayılı "SÜRMELİ TAZE TAM YAĞLI PEYNİR+ŞEKİL" ibareli tescilli markaların sahibi olduğunu, ayrıca müvekkiline ait ürün ambalajının da tasarım olarak tescilli bulunduğunu, davalının müvekkil markası, ambalajı, sloganı ve sunuşu ile aynı renkleri ve tasarımı kullanarak piyasaya peynir sunduğunu, bu şekilde iltibasa yol açtığını, marketlerde ürünlerin yan yana satıldığını ve davalı ürününün, müvekkili ürününün muadili olarak satın alındığını, davalı eylemlerinin müvekkilinin markalarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin çok sayıda "Peysan" ibareli markanın yanı sıra 6769 sayılı SMK uyarınca korunan "Peysan Sürmeli" ile "Peysan Sürmelik" markalarının ve 2017/03124 sayılı "Peysan Sürmeli" tasarımının maliki olduğunu, taraf markalarında ortak olarak yer alan "Sürmeli" ibaresinin 29. sınıfa dahil mallar yönünden cins, vasıf bildiren bir ibare olup, ayrıca bir peynir çeşidinin adı olduğunu, bu hususun davacı tarafından da kabul edildiğini, "sürmeli" ibaresinin yirmiden fazla şirket adına tescilli olduğunu, davacının markaları ile müvekkili kullanımı arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada ise; davalı adına tescilli 2016/57973 sayılı "SÜRMELİ TAZE TAM YAĞLI PEYNİR" ibareli markanın, ayırt edici nitelik taşımadığı gibi marka kapsamında yer alan 29. sınıftaki mallar yönünden cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar amaç, değer, coğrafi kaynak gibi özellikleri belirttiğinden marka olarak tescil edilemeyeceğini, ayrıca yanıltıcı nitelik taşıdığını, davalı markasının kötü niyetli olarak tescil edildiğini ileri sürerek, davalı markasının 29. sınıftaki tüm mallar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Karşı davada davalı vekili; "Sürmeli Peyniri" ilk kez müvekkilinin bulduğunu, karşı davacının bir yandan bu ibarenin tescili için marka ve tasarım başvuruları yaparken bir yandan da bu ibarenin marka olamayacağını ileri sürerek çelişkiye düştüğünü, karşı davacının kötü niyetli olduğunu ve haksız rekabette bulunduğunu savunarak karşı davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden; davalının "Peysan Sürmeli" şeklindeki markasal kullanımı ile davacı adına tescilli 2016/57973 sayılı "Sürmeli TAZE TAM YAĞLI PEYNİR" ibareli marka arasında karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzerlik bulunduğu, taraf markalarında ortak olarak yer alan "Sürmeli" ibaresinin süt ürünleri emtiası için tür, cins, vasıf bildiren, tasvir edici veya tanımlayıcı bir ibare olmadığı, davalının eyleminin davacının 2016 57973 sayılı davacı markasına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğu, davalı kullanımı ile davacı adına tescilli "MURATBEY SÜRMELİ BEYAZ PEYNİR", "MURATBEY SÜRMELİ", "MURATBEY SÜRMELİ TAZE PEYNİR" ibareli markalar arasında karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzerlik olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davalı taraf eyleminin davacının 2016/57973 sayılı markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, 2011/75812, 2011/75726, 2012/96173 sayılı markalara dayalı açılan asıl davanın reddine, karşı dava yönünden ise; davalı adına tescilli 2016/57973 sayılı markanın "Sürmeli Taze Tam Yağlı Peynir" ibaresinden oluştuğu ve bu haliyle sicilde gösterim koşulunu sağladığı, 29. sınıfta yer alan malların ortalama tüketicisi nezdinde teşebbüsün mallarını bir başka teşebbüsün mallarından ayırt etme koşulunu da yerine getirdiği, "sürmeli" ibaresinin bir peynir çeşidini ifade etmediği, "SÜRMELİ TAZE TAM YAĞLI PEYNİR" markasının 29. sınıf açısından somut ve soyut ayırt ediciliği haiz olduğu, peynirin piyasaya sunulduğu biçimine, üretim tekniğine, şekline ve kullanım amacına göre "tost peyniri", "süzme/ultrafiftrasyon", "üçgen" gibi ibarelerin kullanılabilir kılındığı, nitekim piyasada bulunan birçok peynir çeşidinde de "Sürülebilir" veya "Dilimli" gibi ifadelerin ambalaj üzerinde herhangi bir şekilde yer aldığı, "sürmeli" ibaresinin süt ve süt ürünleri yönünden tür, cins, vasıf bildirmediği, ticaret alanında kullanılan tasviri veya diğer bir deyişle tanımlayıcı bir ibare olmadığı, "Sürmeli Taze Tam Yağlı Peynir" ibaresini gören ortalama tüketicilerin gıda kodeksi hükümleri de dikkate alındığında malın coğrafi kaynağı, malların niteliği ve kalitesi konusunda doğrudan yanılgıya düşeceğini kabul etmenin mümkün olmadığı, davacı/karşı davalının kötüniyetli olduğunun da ispat edilemediği gerekçesiyle ile karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, içinde gıda mühendisinin de bulunduğu bilirkişi heyetince hazırlanan bilirkişi raporunda, "SÜRMELİ" ibaresinin süt ürünleri emtiası için tür, cins, vasıf bildiren, tasvir edici veya tanımlayıcı bir ibare olmadığının, "Sürmeli Peynir" adı ile özel olarak tanımlanmış bir peynir çeşidinin bulunmadığının, ticaret alanında kullanılan tasviri veya diğer bir deyişle tanımlayıcı bir ibare olmadığının açıklandığından davaya konu 2016/57973 sayılı markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, davaya konu davalı kullanımının, davacının 2016/57973 sayılı marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacı vekilinin, asıl ve karşı davada kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esas yönünden reddine, davacının 2011/75812 sayılı "MURATBEY SÜRMELİ BEYAZ PEYNİR" ibareli, 2011/75726 sayılı "MURATBEY SÜRMELİ" ibareli ve 2012/96173 sayılı "MURATBEY SÜRMELİ TAZE PEYNİR" ibareli markalarında yer alan "MURATBEY" ibaresi, davacının çatı markası olup, karşı davada kabul edildiği üzere bu ibare tanımlayıcı nitelik taşımadığından "SÜRMELİ" ibaresi bu üç markanın da asli unsurunu oluşturduğundan bu üç marka yönünden de markaya tecavüz ve haksız rekabet gerçekleştiği gerekçesiyle davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf istemlerinin bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldıırlmasına, asıl davanın kabulü ile davalı taraf eylemlerinin, davacının 2011/75812, 2011/75726, 2012/96173 ve 2016/57973 sayılı marka tescillerinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 52,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına, 14/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara