Esas No: 2021/1198
Karar No: 2022/14401
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/1198 Esas 2022/14401 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/1198 E. , 2022/14401 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararda, bir sanık hakkında daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırıldı. Ancak hakkında hüküm açıklanması için gönderilen tebligata rağmen duruşmaya gelmeyen sanık hakkındaki hüküm açıklandı ve savunma hakkı kısıtlandı. Ayrıca suç konusu belge aslı incelenmeden sanık hakkında mahkumiyet hükmü kuruldu ve özel belgede sahtecilik suçunun unsurları gözetilmeden hüküm verildiğinden bozmayı gerektirdiği belirtildi. 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin bir iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kararın gerekçesi ve hüküm BOZULARAK yeniden değerlendirilmesine karar verildi. Kararda ilgili kanun maddeleri ise şöyle belirtildi: 5271 sayılı CMK’nin 231/8, 5320 sayılı Kanun’un 8/1, 1412 sayılı CMUK'nin 321. ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 31.12.2010 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 30.03.2012 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1) Kasıtlı suç işlediği için hakkında daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırılıp, gelmediği takdirde hükmün açıklanacağı şerhi mevcut olmayan usulsüz tebligat dikkate alınarak, duruşmaya gelmeyen sanık hakkındaki hüküm açıklanmışsa da; sanığın bilinen en son adresine duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edildikten sonra hükmün açıklanması gerektiği halde bu hususa riayet edilmeden yokluğunda icra edilen duruşma sonunda hüküm de açıklanarak savunma hakkının kısıtlanması,
2) Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğundan, suç konusu belge aslının getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda sahte kira sözleşmesinin aldatma niteliğine sahip olup olmadığının tartışılması ve belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması, belge aslının temin edilememesi, ilgili kurumlara fotokopi olarak ibraz edilmiş olması halinde ise, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgelerin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık yeteneği bulunmayacağından özel belgede sahtecilik suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağının gözetilmemesi ile sanık hakkında eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması,
3) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.