Esas No: 2021/7082
Karar No: 2022/14454
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/7082 Esas 2022/14454 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/7082 E. , 2022/14454 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
A) Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesi uyarınca, sanık hakkında doğrudan hükmedilen 1500 TL adli para cezasına ilişkin hüküm kesin nitelikte olduğundan, sanık müdafisinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi göndermesiyle 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B) Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle hüküm açıklanırken, 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca erteleme kararı verilemeyeceğinden tebliğnamenin “B” fıkrasındaki görüşe iştirak edilmemiştir.
1) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.11.2017 tarih, 2017/866 Esas ve 2017/466 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; 5327 sayılı TCK'nin 205. maddesindeki "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçunun oluşabilmesi için resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılamaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanağının imkansız hale getirilmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek yok edilmesi ya da belgenin bütünlüğüne dokunmaksızın hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleyecek şekilde gizlenmesi gerekmektedir. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir. Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinin amacı hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının önlenmesidir. Diğer bir anlatımla bu suç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması, bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hüküm kurulan diğer sanık ...’e ait nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan belgedeki orijinal fotoğraf üzerine kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle tahrifat yapıp motorlu taşıtlar sınavına girmesinden ibaret eyleminde, herhangi bir hakkın kullanımının engellenmemesi nedeniyle resmi belgeyi bozma suçunun unsurlarının oluşmadığı, belgede gerçekleştirilen sahteciliğin aldatıcılık niteliğini taşıması halinde ise fiilin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı anlaşılmakla; yapılan sahtecilikte aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının tayin ve takdirinin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu belge aslının getirtilip, hakim tarafından incelenip özelliklerinin zapta geçirilmesi, sahtecilik eyleminde aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının tespitinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile suç vasfında da hataya düşülerek mahkûmiyet hükmü kurulması,
2)Kabule göre de;
a)Adli emanetin 2010/653 sırasına kayıtlı suça konu nüfus cüzdanı hakkında karar verilmemesi,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c) 5271 sayılı CMK’nin 232/7 maddesi gereğince gerekçeli kararın mahkeme mührü ile mühürlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.