Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5321 Esas 2022/5463 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/5321
Karar No: 2022/5463
Karar Tarihi: 21.06.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5321 Esas 2022/5463 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/5321 E.  ,  2022/5463 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ: Kasten öldürme
    HÜKÜMLER:1) ... 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 07/01/2021 tarih, 2020/236 Esas ve 2021/13 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında maktule yönelik kasten öldürme suçundan TCK'nin 81/1, 62/1, 53/1, 63. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası mahkumiyetine karar verildiği,
    2)Kararın sanık, sanık müdafi, katılanlar vekili tarafından ve re'sen istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi'nin 1. Ceza Dairesi'nin 13/04/2021 tarih, 2021/1030 Esas ve 2021/1125 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği,
    3)Kararın sanık müdafileri ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 1. Ceza Dairemizin 10/02/2022 tarih, 2021/11652 Esas ve 2022/1035 Karar sayılı kararı.
    İTİRAZ EDEN: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Dairemizin 10/02/2022 tarih, 2021/11652 Esas ve 2022/1035 Karar sayılı kararıyla sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına ilişkin ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 29/04/2022 tarih, 2021/99202 sayılı itiraznamesi ile,
    Sanık hakkında maktule yönelik kasten öldürme suçundan TCK'nin 81/1, 62, 53 maddeleri gereğince 25 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinince kurulan hükme yönelik olarak sanık, sanık müdafi ve katılanlar vekili tarafından yapılan ve re'sen istinafa tabi olan hükmün istinaf başvurularının esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi'nin 1. Ceza Dairesinin 13/04/2021 tarih, 2021/1030 Esas ve 2021/1125 Karar sayılı kararının, sanık müdafileri ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 10/02/2022 tarih, 2021/11652 Esas ve 2022/1035 Karar sayılı temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanmasına oy çokluğu ile karar verildiği,
    Dairemizin temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanması yönündeki kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 29/04/2022 tarihinde “Her ne kadar uygulamada, eşler arasında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi hükmünde “birbirine sadık kalmak” şeklinde belirtilen sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmesi gibi durumlarda haksız tahrik hükümlerinin uygulanabileceği kabul edilmekte ve somut olayda maktulün sanığa karşı sadakat yükümlülüğü bulunmamakta ise de; sanık hakkında sadakat yükümlülüğünün ihlali nedeni ile değil hem kızının hem de oğlunun evlilik birliğinin bozulması, her iki çocuğunun mevcut rahatsızlarının bu yüzden artması, daha da artma ihtimalinin bulunmasından duyduğu öfke, kızgınlık ve üzüntüyle hareket ettiği dikkate alınarak, asgari oranda haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu” gerekçe gösterilmek suretiyle itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmakla,
    05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesine eklenen 2 ve 3. bentler ile aynı Kanun'un 101. maddesi gereğince dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dairemizce verilen sanık yönünden temyiz isteminin esastan reddine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden, İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21/06/2022 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY
    Sanık, ...’in damadı olan ...’i av tüfeği ile vurarak öldürmekten TCK’nin 81, 62. maddeleri gereği cezalandırılmasına dair yerel mahkemece verilen kararın lehe ve aleyhe istinaf edilmesi üzerine ... BAM Ceza Dairesince istinaf taleplerinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı lehe ve aleyhe temyiz edilmekle dairemiz çoğunluğunca bu karar onaylanmıştır.
    Dairemizin onama kararına sanık lehine asgari oranda haksız tahrik uygulanması gerektiği gerekçesi ile katılmıyoruz.
    Şöyle ki;
    Sanık ... 59 yaşında olup evli ve 3 çocukludur. Çocuklarından kızı ...maktul ... ile evlidir (maktul sanığın damadıdır). Yine oğlu ... de ... ile (gelini) evlidir. Sanığın hem kızının hemde oğlunun evliliklerinden ayrı ayrı birer de torunu vardır.
    Sanık ve evli olan çocukları aynı aile apartmanının farklı katlarında oturmaktadırlar. Olay tarihinden 3 yıl kadar önce sanığın gelini ... ile damadı ... arasında cinsel ilişki boyutuna varan bir yakınlaşma olmuş, aile bunu öğrenince tarafları yüzleştirmiş ancak ... ve ... ayrı ayrı inkar edip sadece telefonla konuştuklarını söyleyince sanık ve eşi, oğulları ... ve ...’i kendi dairelerinde beraber oturtmaya başlamış bu şekilde 3 yıl önceki olayın etkisini ortadan kaldırmaya çalışmışlardır.
    Olaydan 3 hafta kadar önce yılbaşı gecesi sanığın gelini ...’e bilinmeyen bir numaradan arama gelip de telefonda “Hayatım” şeklinde kayıtlı olduğunu ... ve babası sanık ...’ın görmesi ve yine sanığa ait araçta bulunan kredi kartı slibinin araştırılması sonucu maktul ... tarafından ...’e iç çamaşırı alındığı, ödemenin ... tarafından yapıldığı, iç çamaşırını da ...’in teslim aldığını öğrenmeleri üzerine bu husus ... ve ...’e de doğrulattırılmış, artık bu duruma dayanamayan ve hastahanelik olan oğlu ...’in üzüntüsü ve “... yuvamı yıktı” şeklindeki sözleri üzerine ve bu olayın etkisi ile evindeki av tüfeğini alarak damadı olan ...’in oturduğu daireye girerek av tüfeği ile ateş edip ...’i öldürmüştür.
    Tartışılması gerekli husus, bu olayın oluş şekline göre sanığın haksız tahrik altında hareket edip etmediğinin değerlendirilmesi konusudur.
    Sanık, damadı olan ... ile gelini olan ...’in evli oldukları halde yasak aşk yaşadıklarını öğrenmiştir. Her iki çocuğunun eşlerinin bu davranışları nedeniyle ..., gelini ...’e karşı boşanma davası açmıştır. Damat maktul ... ile ...’in gayrı meşru ilişkilerinden çocuklarının yuvasının yıkılacağını ve zaten rahatsızlığı olan oğlu ...’in rahatsızlığının artacağından endişe eden ve aşırı üzülen Sanık ... bu olayların etkisi ile damadı olan ...’i av tüfeği ile öldürmüştür.
    Dairemiz uygulamalarında evlilik birlikteliği içinde eşlerin birbirine sadakat yükümlülükleri olduğu, bu yükümlülüğe aykırılık nedeniyle sadakatsizlik yapan eşe karşı diğer eşin suç işlemesi halinde bunun haksız tahrik olarak kabul edilebileceği, bunun dışında eşlerden birinin sadakatsiz hareketlerinin bu eşe karşı suç işleyen 3. kişi lehine haksız tahrik oluşturmayacağı yerleşmiştir.
    Ancak her olay kendi içinde değerlendirilmeli, ana ilke doğru olsa da istisnaen olaysal olarak haksız tahrik hali söz konusu olabilecek haller bulunduğu da kabul edilmelidir.
    Somut olayımızda gelini ... ve damat ...’in eşlerini aldatmaları nedeniyle sanığın her iki çocuğunun ailesi yıkılma noktasına gelmiştir. Oğlu ... de bu nedenle hastalanmış ve yine eşi ...’e boşanma davası açmıştır. Sanık bu durumdan aşırı üzüldüğünü, Oğlu ...’in ...’e hitaben “Benim yuvamı yıktı deyyüs” sözünü söyleyince moralinin çok bozulduğunu ve evdeki tüfekle damadı ...’i öldürdüğünü söylemiştir. Sanığın, damadını öldürmesini gerektirecek bu olay dışında hiçbir neden de bulunmamaktadır.
    Olayın oluş şekline göre TCK’nin 29. maddesi gereği sanık lehine asgari oranda haksız tahrik indirimi yapılması gerektiği kanaati ile dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.







    Hemen Ara