Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/4363 Esas 2013/5566 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4363
Karar No: 2013/5566
Karar Tarihi: 01.04.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/4363 Esas 2013/5566 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı ve davalı arasında görülen borç davasında davalı vekili, davacının borcunu ödediğini beyan etmiştir fakat daha sonra yaptığı açıklamada davacıyı tanımadığını ve borcun havale ile ödendiğini söylemiştir. Mahkeme, davalının bağlantısız birleşik ikrar niteliğindeki beyanını dikkate alarak, ispat yükünün kendisine düştüğünü belirterek, yerel mahkemenin kararını bozmuştur. Kararda, Borçlar Kanunu'nun 818. maddesi (Eski Türk Borçlar Kanunu 555. madde) ve ikrarın bölünebilir olması nedeniyle ispat külfetinin kendisine düşecek tarafın belirlenmesine ilişkin hükümlerine vurgu yapılmıştır.
19. Hukuk Dairesi         2013/4363 E.  ,  2013/5566 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı ... vek. Av. ... ile davalı .... Vek. Av. ... arasında görülen dava hakkında Bor Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.04.2012 gün ve 99-154 sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 17.10.2012 gün ve 8955-15277 sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Kural olarak Borçlar Kanunu 818. md. (eski) Türk Borçlar Kanunu 555 maddesinde düzenlenmiş olan havale hukuksal niteliği itibariyle bir ödeme vasıtasıdır. Bir başka deyişle havale mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut olup, yasal karinenin aksini ileri süren havale yapan bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
    Somut olayda davalı vekili 28.03.2011 tarihli cevap dilekçesinde, “davacı müvekkilimize borçludur ve bu borcunu ödemiştir.” beyanında bulunmuştur.
    Teklif olunan yeminin kabulü üzerine davalı asil 22.03.2012 tarihli oturumda “davacıyı tanımam, kendileri ile bir alışverişim olmamıştır. ... metal yetkilisi ... alacaklı oldukları kişilere, bize olan borcu için havale yaptırmış” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu durumda davalının ikrarı söz konusu olup, bu ikrar bağlantısız birleşik ikrar niteliğinde olduğundan ve bağlantısız birleşik ikrarda ayrı bir maddi vakıayı ileri süren tarafın ikrarın bölünebilir olması nedeniyle ispat külfetinin kendisine düşecek bulunmasına göre mahkemece bu durum karşısında davalı yanca savunmasıyla ilgili delilleri sorulup varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken Dairemizin 17.10.2012 tarih 8955-15277 sayılı ilamı ile onandığı anlaşıldığından davacı vekilince kararın düzeltilmesi isteminin kabulü gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 17.10.2012 tarih 8955-15277 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile peşin harcın istek halinde iadesine, 01.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara