Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/16716 Esas 2022/14546 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/16716
Karar No: 2022/14546
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/16716 Esas 2022/14546 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir kişinin resmi belgede sahtecilik ile suçlu bulunmasına yönelik mahkumiyet hükmünü onayladı. Ancak, nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümüne yönelik temyiz incelemesinde, sanığın suça konu çeki hangi hukuki ilişkiye istinaden verdiğinin kesin bir şekilde belirlenmesi gerektiği ve yeterli araştırmanın yapılmamasından dolayı mahkumiyet hükmü bozuldu. 5237 sayılı TCK'nin 158. maddesinin (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun'un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA karar verildi.
11. Ceza Dairesi         2021/16716 E.  ,  2022/14546 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi


    A)Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
    Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
    B)Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
    1)Sanığın, babası adına sahte vekaletname tanzim ederek çek karnesi aldığı ve suça konu sahte çeki düzenleyerek piyasaya sürmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın aşamalarda suça konu çeki hatır çeki olarak hakkında ek takipsizlik kararı verilen Kerim Şahin'e verdiği yönünde savunmada bulunmuş olması, Kerim Şahin'in ise, soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla alınan beyanında, suça konu çeki borçlarına karşılık sanıktan aldığını beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; önceden doğan borç için sonradan yapılan hileli hareketlerin dolandırıcılık suçuna vücut vermeyeceği de dikkate alınarak, sanığın ve müşteki sıfatıyla Kerim'in ayrıntılı beyanlarına başvurularak, suça konu çekin hangi hukuki ilişkiye istinaden verildiğinin, önceden doğan borç kapsamında verilip verilmediğinin kesin bir şekilde belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile mahkumiyetine hükmedilmesi,
    2)Kabule göre de;
    a)5237 sayılı TCK'nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun'un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve çek bedelinin 10.000 TL olduğu ve hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek fazla ceza tayini,
    b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerekliliği,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 15.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara