Esas No: 2012/9331
Karar No: 2013/5547
Karar Tarihi: 01.04.2013
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/9331 Esas 2013/5547 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit - alacak - tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ve vekl Av. ... ile davalı ...vek. Av. ... ve diğer davalı ... Mehkul Kıymetler A.Ş vek. Av. ..."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asil ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, davalılarca, davacının hesaplarından talimatı olmaksızın ve iradesi dışında alım – satım işlemleri ile kredi hesapları açılarak kredi kullandırıldığından bahisle uğranılan zarar nedeniyle maddi – manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davacının talimat ve bilgisi dışında bildirildiği ve mevzuata aykırı olarak kullandırıldığı iddia edilen kredilerden dolayı davacının borcunun bulunmadığının tespitine, yine davalı ... hesabında bulunan ve ihtarlara rağmen iade edilmeyen hisse seneleri ile döviz tevdiat hesabında bulunan paranın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Davalılar vekilleri, yapılan işlemlerin davacının bilgisi ve talimatıyla gerçekleştirildiğini bildirerek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; yapılan imza incelemesi de Hesap Açılış Sözleşmesi ve belgeleriyle alım – satım talimatlarında görülen imzaların davacıya ait olduğunun belirlendiği, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonucunda ise, davacı hesabında gerçekleştirilen işlemlerin taraflar arasında kurulan sözleşmelere dayandığı, diğer yandan davacının talimatlarında imzası bulunmayan alım – satımları gerek işlem tarihlerinden sonra hesap durumu mutabık kalmak suretiyle imzalanarak ve gerekse imzasız talimatla yapılan işlemlerden sonra imzalı emirlerle tekrar alım - satımlar yapmak suretiyle önceki işlemlere icazet verdiği, ayrıca davacının hesabındaki hisse senedi alış – satış işlemleri ve kredi kullanımı sonrasında oluşan nakit bakiye ile uyumlu tutarda hesabından nakit çektiği de dikkate alındığında, hesaptaki nakit hareketlerinin yanısıra gerek tüm hisse senedi alım – satım işlemlerinin ve gerekse kredi işlemlerinin davacının bilgisi ve icazetiyle gerçekleştiği ve yine davacının davalı banka nezdindeki Euro hesabında herhangi bir bakiyenin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin, müvekkilinin döviz hesabında bulunan 140.000 Euro"nun tahsiline ilişkin reddi kararının doğru olmadığına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde davalı bankanın ... Şubesinin 22.02.2010 tarihli yazısına dayanarak aynı şube nezdindeki döviz tevdiat hesabında bulunan 140.000 Euro"nun tahsilini de talep etmiştir. “ilgili makama” başlıklı anılan yazıda “nezdimizde 01.02.2003 yılından bu yana mevduat hesabı bulunmakta olan ... 23.02.2006 tarihi itibariyle 2270-1840970-351 numaralı hesabında 140.000 Euro mevduatı bulunmaktadır. Bilgilerinize sunarım.” denilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise bu belge ile ilgili olarak davalı banka tarafından dosyaya ibraz edilen Euro Hesap Hareketlerini Gösteren Belge"nin incelenerek görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
Anılan bilirkişi raporuna davacı vekili, gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiştir. Davacı vekilinin hisse senetleri ve kullandırılan kredilere yönelik itirazları yerinde değil ise de, mahkemece müvekkili hesabında bulunduğu iddia edilen 140.000 Euro yönünden davalı banka kayıtları üzerinde davacı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz itirazlarını da karşılayacak şekilde inceleme yaptırılıp alınacak ek rapor ve varılacak uygun sonucu göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 990 TL duruşma vekalet ücretinin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.