Esas No: 2021/450
Karar No: 2022/1931
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/450 Esas 2022/1931 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/450 E. , 2022/1931 K.Özet:
Davalı banka tarafından ilamsız takip başlatılan bir davada, davacı imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkeme, davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığını gerekçe göstererek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay'ın bozma kararına rağmen mahkeme tarafından gerekli tahkikatın yapılmadan verilen kararın doğru olmadığına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: -
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Borçka Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.11.2020 tarih ve 2019/502 E. - 2020/134 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalının aleyhine ilamsız takip başlattığını, takip konusu tarımsal kredi ikraz sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi verilmemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı bankaya müzekkere yazılarak 05/11/1999 tarihli kredi sözleşmesine istinaden davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının sorulduğu, müzekkere cevabından ödemenin toplu ödeme şeklinde yapıldığının anlaşıldığı, davacı aleyhine başlatılan icra takibine dayanak teşkil eden 05/11/1999 tarih ve 99/511 nolu tarımsal krediler ikraz sözleşmesindeki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuşsa da bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesi'nin 2018/759 esas ve 2019/3373 karar ve 21.05.2019 tarihli bozma ilamında “ "... anılan sözleşmede davacının kefaleten mi, yoksa asaleten mi borçlu olduğu anlaşılamamakta olup, mahkemece bu yön davalıya veya davacıya açıklattırılmamıştır. Şayet davacı, asıl borçlu ise sözleşmedeki imzanın ona ait olmaması, kredi davacıya ödenmiş ise önem taşımaz. Bu durumda kredinin davacıya ödenmiş olduğunun tespit edilmesi halinde davacı kredi borcundan sorumludur." ifadesine yer verilmiştir. Buna göre, mahkemece taraflardan açıklama isteyip daha sonra banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp davacı kefil ise davanın kabulüne karar verilmesi, davacı kredi müşterisi asıl borçlu ise kendisine ödeme yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususta tahkikat yapılmadan karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denildiği halde ve davacının 24/12/2019 tarihli celsede söz konusu sözleşmede asıl borçlu olarak gösterildiğine ilişkin beyanı bulunmasına rağmen konusunda uzman bir bilirkişiye davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davacı ... ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise miktarının tespit ettirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamış kararın bu sebeple bozulması gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 15/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.