Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7523 Esas 2022/1935 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7523
Karar No: 2022/1935
Karar Tarihi: 15.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7523 Esas 2022/1935 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı olan bir mobilya üreticisi, \"Karadeniz Mobilya\" unvanını Türk Patent ve Marka Kurumu'na tescil ettirdi. Ancak, aynı unvanla satış yapan davalı firma, ihtara rağmen unvanı kullanmaya devam etti. Davacı haksız rekabet iddiasıyla dava açarak, markasına ve ticaret ünvanına tecavüzün önlenmesi, markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesi, basılı ürün ve evrakların toplatılması, hükmün ilanı, maddi ve manevi tazminat talep etti. İlk derece mahkemesi davayı reddederken, istinaf başvurusu da reddedildi. Ancak Yargıtay, davacının markanın tescil edildiği tarihten önce \"Karadeniz\" ibaresini tanıtıcı işaret olarak kullanıp kullanmadığına dair araştırma yaptırılması gerektiğine hükmetti ve kararı bozdu.
Kanun maddeleri: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2020/7523 E.  ,  2022/1935 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.12.2019 tarih ve 2019/218 E. - 2019/447 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 29.09.2020 tarih ve 2020/569 E. - 2020/1120 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının 1981 yılından bu yana “Karadeniz Mobilya” olarak tanındığını ve bu unvanla üretim ve pazarlama yaptığını ayrıca unvanını Türk Patent ve Marka Kurumuna tescil ettirdiğini, davalının da “Karadeniz Mobilya” unvanıyla satış ve reklam yaptığını, ihtara rağmen “Karadeniz Mobilya” unvanını kullanmaya devam ettiğini, bu durumun davacının markasına ve ticaret ünvanına tecavüz oluşturduğunu ve bu şekilde haksız rekabet meydana geldiğini ileri sürerek, haksız rekabetin tespitini, davacının markasına ve ticaret unvanına tecavüzün önlenmesi ve men’ini, markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesi, basılı ürün ve evrakların toplatılmasını, hükmün ilanını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ve 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, zamanaşımı itirazıyla birlikte, davalının firmasının 28 yıl “Karadeniz Mobilya” adı ile faaliyette bulunduğunu, davacıdan daha tanınmış olduğunu, davacının bu adı önce marka olarak tescil ettirmesi sebebiyle firma adını AHM olarak değiştirdiğini, davacının ihtarından sonra “Karadeniz Mobilya” ibaresini tabelasında ve sosyal medyada kullanmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının marka olarak tescil edilmiş olan ticaret unvanını çekirdek unsuru itibariyle zayıf marka olduğu ve düşük korumadan faydalanması gerektiği, “Karadeniz” ibaresinin tek bir kişinin kullanımı özgülenemeyecek olması karşısında davacının “Karadeniz” kelimesinin üçüncü kişiler tarafından kullanılmasına engel olmayacağı, dolayısıyla davalının kullanımının iltibasa yol açacak ölçüde benzer olsa da davacının, davalının kullanımına katlanması gerekeceği, tecavüz ya da haksız rekabet iddiasında bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalının marka kullanımının haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespitine yönelik olarak alınan 08.10.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacının marka olarak tescil edilmiş olan ticaret unvanının çekirdek unsuru itibariyle zayıf marka olduğu ve düşük korumadan faydalanması gerektiği, “Karadeniz” ibaresinin tek bir kişinin kullanımına özgülenemeyecek olduğu, ibarenin 3. kişiler tarafından kullanımının davacının tescilli markasıyla iltibas yaratabilecek nitelikte olsa da davacının bu kullanıma katlanması gerekeceği, tecavüz veya haksız rekabet iddiasında bulunamayacağının bildirildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava marka hakkına tecavüz, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de "...." davacı adına 31.05.2018 tarihinden itibaren marka olarak tescilli olduğu, markanın tek ayırt edici unsurunun "Karadeniz" ibaresi olduğu, davalının da tescil kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden izinsiz olarak "Karadeniz" ibaresini kullandığının sabit olduğu anlaşılmış olup, mahkemece öncelikle davalının savunması üzerinde durularak davalının, davacıya ait markanın 08.11.2017 tarihli tescil başvurusundan önce "Karadeniz" ibaresini tanıtıcı işaret olarak kullanıp kullanmadığı araştırılarak, kullandığının tespiti halinde önceye dayalı müktesep hakkı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi, böyle bir belirleme yapılmaması halinde marka hakkına tecavüzün varlığı nedeniyle hüküm tesisi gerekirken hatalı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara