Esas No: 2012/13737
Karar No: 2013/4704
Karar Tarihi: 18.03.2013
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/13737 Esas 2013/4704 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkilinin aracılık ettiği bir ihalede davalının dava dışı Almoda Şirketi"nden bir araç satın aldığını,aracın davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin alım satım sözleşmesinin dışında kaldığını, ancak buna rağmen davalının satın aldığı aracın kaydında haciz şerhi olması nedeniyle satım sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek araç ve onarım bedelinin tahsili için müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, ayrıca ihale sözleşmesinde açık bir şekilde alıcının kontrol yükümlülüğü bulunduğunun hükme bağlandığını belirterek müvekkilinin hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; aracın davacı tarafından sigortalandığını, hasar görmesi sonucu pert olarak kabul edilip sigorta bedelinin ödendiğini, dolayısıyla davacının sözleşme gereğince aracın enkazına sahip olduğunu, aracın davacı tarafından internet üzerinden açılan ihale yoluyla müvekkiline satıldığını, ancak ruhsat davacı üzerinde görünmediği için satışın ruhsat sahibi ile gerçekleştirildiğini, davacının banka hesabına 14.000,00 TL yatırıldığını, müvekkili onardığı araç için yeni ruhsat almak amacıyla emniyete müracaat ettiğinde aracın hacizli olduğunu öğrendiğini, satış sözleşmesi yapılırken yanlış aracın internet sorgusu yapıldığını, haczin tespit edilemediğini, taraflar arasındaki satış sözleşmesinde haciz ve benzeri sorunların satıcı tarafından üstlenildiğini, müvekkilinin da haklı olarak sözleşmeyi feshedip satış bedeli ve yapmış olduğu masrafları davacıdan talep ettiğini savunarak davanın reddini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; ihale sonrası resmi satım sözleşmesi davalı ile dava dışı Almoda Şirketi arasında imzalanmış olsa da, Almoda Şirketi"nin davacının temsilcisi gibi hareket ettiği, satış bedelinin davacı hesabına yatırıldığı, ancak davacının bu parayı Almoda Şirketi"ne teslim etmediği, dolayısıyla davacının haciz şerhi nedeniyle ortaya çıkan ayıptan yasal külfetler yerine getirildiği takdirde sorumlu olacağı, bunun yanında sözleşme tarihinin 28.04.2009, davalının davacı şirkete gizli ayıp nedeniyle başvurma tarihinin 03.06.2009,noter ihtarname tarihinin 13.08.2009 olduğu dikkate alındığında davalının BK198/3 maddesi uyarınca derhal ihbar yükümlülüğüne uymadığının anlaşıldığı, kaldı ki ihale şartnamesinin 9.maddesinde, hasarlı aracın noter satış işleminden önce trafik tescil kayıtlarının kontrol edilmesinin alıcının sorumluluğunda olduğunun öngörüldüğü, bu düzenlemenin bir sorumsuzluk anlaşması niteliği taşıdığı, dolayısıyla davalı araç üzerinde bir haciz şerhi olup olmadığının araştırmayı taahhüt ettiğinden, söz konusu araştırma yapılmadığı takdirde davacının ayıba karşı tekeffül yükümlülüğünden kurtulmuş olacağı, bu durumda davalının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının geçersiz olduğu, davacının icra takibine konu alacak nedeniyle sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı, davacı aleyhine Pendik 1.İcra Müdürlüğü"nün 2009/12775 sayılı takip dosyasından takibe geçmiş ve takip dayanağı olarak ...plaka sayılı aracın hacizli olması sebebiyle sözleşmenin iptalinden kaynaklanan araç satış tutarını göstermiştir.
Davacı takip borçlusu, takip dayanağı aracın satış işleminde üçüncü kişi konumunda olan davacının sorumluluğu bulunmadığını, zapta karşı tekeffül borcunun doğmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece davalının hukuki ayıbın varlığını öğrendiği andan itibaren ayıbı derhal bildirmediği, bu nedenle davacının ayıba karşı tekeffül sorumluluğundan kurtulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Talep ve dava konusu yapılan araç davalıya 28.04.2009 tarihli kati satış senedi ile satılmıştır. Sözleşme konusu araca 03.04.2009 tarihinde haciz konulmuş olup, araç bilgisi ile ilgili sorgulamada farklı plaka yazıldığı için haciz yokmuş gibi kayıt gönderilmiştir. Bilirkişi raporunda satış tarihinden 1 gün önce yapılan sorgulamada takyidat bulunmadığı, 07.07.2009 tarihli sorgulamada ise haciz şerhi yer aldığı belirtilmiştir. Aracın trafik kaydında haciz şerhi bulunması araçta hukuki ayıp bulunduğu anlamına gelir ve bu durumda satıcı 818 sayılı BK"nın 189 vd. maddeleri uyarınca sorumlu olur. 818 sayılı BK"nın 189/1 maddesine göre, satıcı satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebiyle tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı sorumlu olur. Mahkemece davalı alıcının BK 198/son maddesi uyarınca süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de bu hüküm maddi ayıbın bildirimi ile ilgili olup hukuki ayıp yönünden diğer bir anlatımla satıcının zapta karşı tekeffülü konusunda 818 sayılı BK 198.maddesi değil, 189.maddesi hükmü uygulanır. Açıklanan bu yönler gözetilerek uyuşmazlığın karara bağlanması gerekirken olaya uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.