Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7031 Esas 2022/1944 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7031
Karar No: 2022/1944
Karar Tarihi: 15.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7031 Esas 2022/1944 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, İstanbul Kültür Üniversitesi'nin markasıyla benzer olduğu gerekçesiyle AKDER AMERİKAN KÜLTÜR EĞİTİM KURUMLARI AKDER markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemiyle açılan davada, taraflar arasında görüşülen dosyada tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sesçil ve anlamsal benzerlik olduğuna dair bir kanıt bulunmadığı gerekçesiyle davacıların talebinin reddine karar verdi. Davacılar vekilinin istinaf başvurusu da aynı gerekçelerle reddedildi. İlgili kanun maddeleri ise şu şekildedir: 556 sayılı KHK'nın 8/3, 8/4 ve 8/5 maddeleri, HMK'nın 353/b-1 ve 370/1 maddeleri, HMK'nın 372. maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2020/7031 E.  ,  2022/1944 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24.09.2018 tarih ve 2017/263 E- 2018/347 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.06.2020 tarih ve 2019/151 E- 2020/514 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili İstanbul Kültür Üniversitesi'nin 1997 yılında kurulduğunu, İstanbul Kültür Üniversitesi ve kardeş kuruluşu Kültür Hizmetleri AŞ'nin eğitim alanında anaokulundan yüksek öğretim alanına kadar tüm eğitim seviye ve alanlarında faaliyet gösteren ve markaları maruf nitelikte olan kuruluşlar olduklarını, dava konusu 2015/95471 sayılı, "AKDER AMERİKAN KÜLTÜR EĞİTİM KURUMLARI AKDER" ibareli başvurunun, müvekkillerinin Kurum nezdinde tescilli ve tescilsiz "KÜLTÜR" asıl unsurlu markaları ile benzer bulunduğunu, seri marka imajı yarattığını, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin katılmadığını, ayrıca müvekkillerinin ibare üzerinde önceye dayalı kullanımdan doğan hakları olduğunu, yine başvurunun tescili halinde müvekkillerinin tanınmış markalarıyla irtibatlı algılanacağını, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu, dava konusu YİDK kararının, daha önce davalı Kurumun verdiği kararlarla da çeliştiğini ileri sürerek, YİDK'in 2016-M-4936 sayılı kararının iptaline, davalı şirket markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davacıların itirazlarına mesnet markalarla başvuru konusu ibare arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusunun asli unsurunun "AKD" ve "AKDER" ibareleri olduğunu, bütünsel olarak müvekkili başvurusu ile davacıların itirazlarına mesnet markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin "AMERİKAN KÜLTÜR" ibareli markaların gerçek hak sahibi olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları ve münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesinin gerektiği, davalının "AKDER AMERİKAN KÜLTÜR EĞİTİM KURUMLARI AKDER+şekil" ibareli başvurusuyla davacıların "KÜLTÜR" ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı başvurusunda şekil unsuru ile "AKD-AKDER" ibarelerinin ön plana çıkarılarak başvuruya ayırt edicilik kazandırıldığı, başvuru konusu işaret ile davacıların markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun da bulunmadığı, taraf markaları arasında iltibas oluşmadığından ve markalar benzemediğinden 556 sayılı KHK'nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığı, başvuruya konu ibare yönünden davacı tarafın önceye dayalı kullanım hakkı ile sınai mülkiyet iddiası kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK'nın 8/3 ve 8/5 maddesindeki koşulların da gerçekleşmediği, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; "AKDER AMERİKAN KÜLTÜR EĞİTİM KURUMLARI AKDER" ibareli başvuru ile davacıların itirazlarına mesnet "KÜLTÜR" asıl unsurlu markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 25.05.2016 tarih, 2015/10945 esas, 2016/5739 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere dava konusu başvurunun kapsamında yer alan 41. sınıf hizmetlerin kullanıcılarının dikkatli ve seçici kişilerden oluştuğu, işaretler arasında benzerlik olmadığından başvurunun kötü niyetli olduğunun da söylenemeyeceği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 tarih, 2014/696 esas, 2016/778 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan davacılar vekilinin bilirkişi raporunun marka vekili tarafından hazırlanmasına ve emsal dosyalardaki bilirkişi raporları ile dosya kapsamındaki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğine ilişkin istinaf itirazlarının yerinde bulunmadığı gerekçeleriyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacılar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 15/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara