Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16812 Esas 2013/4335 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16812
Karar No: 2013/4335
Karar Tarihi: 04.03.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16812 Esas 2013/4335 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi         2012/16812 E.  ,  2013/4335 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan bayilik protokolü gereğince davalı şirketin her ay düzenli olarak 5.000 Amerikan Doları değerinde ürün almayı taahhüt ettiğini, ancak zaman içinde davalı firmanın taahhütlerini yerine getirmemeye başladığını, bu durum karşısında müvekkilinin, davalıya ihtarname gönderdiğini, davalının cevabı ihtarnamesinde sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini feshin hiçbir haklı gerekçesi bulunmadığını, müvekkilinin yüksek miktarda zarara uğradığını, müvekkilinin bayilik taahhütlerine uygun davranacaklarını düşünerek 250,000 Amerikan Doları bedelinde stoklarına ürün alımı yaptığını, bu iş için fazladan eleman çalıştırdığını, araç alımı ve kiralaması yaptığını, davalının protokole uymaması nedeniyle her yıl en az olarak 60,000 Amerikan Doları kar mahrumiyetine uğradığını ayrıca ana firma nezdinde itibar kaybettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,000 TL müspet, 10,000 TL menfi zararın faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar birlikte verdikleri cevap dilekçesinde, Antalya Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, davalılar ... ve ... yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, protokolün 2. maddesinde davacının kendisini Manga İndustrial Co. United firmasının tek yetkili distribütörü olduğunu belirttiği, oysaki sadece Marmara Bölgesi distribütörü olup, yetkilerinin sadece bu bölge ile sınırlı olduğunu, davacının bu durumu bilinçli bir şekilde ve kasten gizleyerek oluşturulan haksız güvenle müvekkilinin bu bayilik protokolünü imzalamasını sağladığını, kendi belgesi dışında bayilik verme ve bu konuda protokol yapma yetkisi olmadığının sonradan öğrenildiğini bu nedenle protokolün mutlak butlanla hükümsüz olduğunu, yapıldığı andan itibaren geçersiz olup, taraflar için alacak ve borç doğurmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delilere göre davacı ile Yurt dışındaki sağlayıcı Mağna arasındaki sözleşme ile üretici firmanın, davacıya sadece Marmara bölgesi sınırlarını kapsayan tek yetkili satıcılık hakkını tanıdığı, tüm ülke çapında tek yetkili distrübütör olma hakkının davacıya tanınmadığı, böyle bir yetkinin sonradan da davacıya verilmediği, ancak davacının dava konusu bayilik protokolünün 2. maddesinde kendisini tek yetkili distribütör olarak tanıttığı, böylelikle davalıyı yanılttığı, bu durumda sözleşmenin subjektif imkansızlığı ve davacının hileli davranışının söz konusu olduğu, davalının tek taraflı feshinin haklı olduğu, taraflar arasında sürekli edimli borç ilişkisi söz konusu olup, sürekli edimli sözleşmede iptalin etkisinin sadece ileriye dönük olacağı, dolayısıyla davacının davalının sözleşmeyi iptal etmesinden sonraki dönem için hiç bir takipte bulunamayacağı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin kuruluşu sırasında davacının kendisini Türkiye bayisiymiş gibi göstererek hileli bir davranışla davalının bayilik protokolünün şartlarını kabul etmesini sağlaması nedeniyle davalının asgari mal alma borcunu yerine getirmediği gerekçesiyle talepte bulunamayacağı, diğer davalılar ... ve ..."in ise sözleşmede müşterek ve müteselsil kefil olmakla birlikte kefalet limitinin belirli olmadığı, bu nedenle kefaletin geçerli olmadığı, geçersiz olan sözleşme ve kefalet nedeniyle davacının bu davalılardan da herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara