Esas No: 2020/6772
Karar No: 2022/1943
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6772 Esas 2022/1943 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6772 E. , 2022/1943 K.Özet:
Davacı, müvekkilinin \"lifechek plus\" ve \"lifechek\" markalarının sahibi olduğunu ve davalının \"LİFECHEK\" ibaresiyle marka başvurusunda bulunduğunu ve bu başvurunun benzerlik gösterdiğini iddia ederek, davalı markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, dava konusu işaretler arasında benzerlik bulunduğunu, davacının markalarının tanınmışlığını ispat edemediğini, davacının kötü niyet iddiasıyla başvuru yaptığını ve dava konusu markaların benzerlik gösterdiğini kabul ederek tüm sınıflar yönünden davanın kabulüne karar vermiştir. Bu karar davalı TPMK vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik olmadığını belirterek, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar vermiştir.
556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 8/1-b ve 8/4. maddeleri, davacının markalarının tanınmış olduğunu ve davacının kötü niyet iddiası konusunu düzenler.
HMK'nın 353/b-1 ve 370/1. maddeleri, Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf baş
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25.12.2018 tarih ve 2017/487 E- 2018/478 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.06.2020 tarih ve 2019/242 E- 2020/502 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2014/06336, 2012/43445 sayılı "lifechek plus", "lifechek" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “LİFECHEK” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2016/41407 numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazlarının, davalı TPMK YİDK'nın 2017-M-8710 sayılı kararı ile kısmen kabulü ile başvurudan bir kısım hizmetlerin çıkarılmasına karar verildiğini, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve başvurunun bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer bulunduğunu, tanınmışlığından haksız yararlanacağını, davalının iltibas maksatlı ve kötüniyetli başvuru yapması sebebiyle başvurunun tümden reddinin gerektiğini ileri sürerek, davalı ... YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; başvuru kapsamındaki çekişmeli malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerden farklı oldukları, somut uyuşmazlıkta dava konusu marka işaretleri bakımından benzerlik bulunduğu hususunun davacı lehine olmak üzere dava konusu Markalar Dairesi Başkanlığı ve YİDK kararları ile kabul edilmiş olduğundan, davacı tarafından ikame edilen işbu davada dava konusu olmadığı, öte yandan dava konusu marka işaretleri arasında ayniyet/ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, davacının "LIFECHEK" markasının tanınmışlığını ispata yarar deliller sunmadığı, dolayısıyla 556 sayılı KHK.'nın 8/4. maddesi anlamında tanınmışlığının ispat edilemediği, davacının kötü niyet iddiası konusunda ise davalının davacı ile Astra firması arasındaki önceki ilişkisi ve davacı markalarından haberdar olduğunu ikrar ettiği, bu itibarla davacının 2012 yılından beri tescilli markalarının varlığından haber olmasına karşın, bu markalar ile ayniyet düzeyinde benzerlik arz eden "LİFECHEK" ibaresi için ve yine 10. sınıf malların satışı hizmetlerini kapsar şekilde başvuru yapılmasının, davacının satış hizmetlerindeki faaliyetlerini engelleme amacını taşıdığı, bu anlamda hakkın kötüye kullanılmasından bahsedilebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK YİDK'nun 2017-M-8710 sayılı kararının davacının itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2016/41407 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibareler arasında ayniyet derecesinde benzerlik olduğu gibi bir kısım mal ve hizmetler bakımından da tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, yine davalı şirket vekilince sunulan cevap dilekçesinde "davacının işbu markayı Astra'nın izniyle ve sadece 10. sınıf için tescil ettirdiğini, Astra'nın yasal yollardan ürünü Türkiye'ye getirip distribütörlük verdiğini, davacının da aradaki anlaşmanın bitmesiyle markasını Astra'ya devretmesinin gerektiğini, müvekkilinin boş bulunan 35 ve 37. sınıflar için Astra'nın arzusu ile dava konusu başvuruyu yaptığını, davacının yıllardır boş bulunan ve önem vermediği sınıflar için işbu davayı açmasının iyi niyetle bağdaşmadığını" bildirmek suretiyle Astra Ltd. Şti. ile ilişkisini kabul ettiği, hatta Astra Ltd. Şti. antetli protokol ve yetki belgesinde, davalı şirketin ruhsatları Astra Ltd. Şti.'ne ait olan "lifechek" markalı cihazları ithal etmeye yetkili olduğunun bildirildiği, buna karşılık davacı ile Astra Ltd. Şti. arasındaki münhasır bayilik sözleşmesinde, "lifechek" markasının asıl sahibinin davacı olduğunun ve markanın tüm haklarının davacıya ait bulunduğunun açıkça belirtildiği, dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre daha sonrasında davacı ile anılan şirket arasında icra hukuk mahkemelerine yansıyan uyuşmazlıkların çıktığı, bu durum karşısında mahkemece davalı başvurusunun, davacının satış hizmetlerindeki faaliyetlerini engelleme amacını taşıdığı, bu anlamda hakkın kötüye kullanılmasından bahsedilebileceği gerekçesiyle tüm sınıflar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, davalı ... Tic.Ltd.Şti. ve davalı ... vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK'dan alınmasına, 15/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.