Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20399 Esas 2022/9396 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/20399
Karar No: 2022/9396
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20399 Esas 2022/9396 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/20399 E.  ,  2022/9396 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı'nın, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hükümlü ... hakkındaki Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 14/01/2020 tarihli ve 2008/187 esas, 2009/66 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 27/10/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanık hakkında, 16/09/2008 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminden dolayı açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 17/04/2009 tarihli ve 2008/187 esas, 2009/66 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 06/05/2014 tarihinde temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği,
    2- Sanığın 09/01/2020 tarihli dilekçesi ile memnu hakların iadesini talep etmesi üzerine, Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 14/01/2020 tarihli ve 2008/187 esas, 2009/66 sayılı ek kararı ile; “memnu hakların iadesine” karar verildiği, ek kararın 24/01/2020 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    3- Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce kanuna aykırılık ihbarında bulunulduğu,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 17/04/2009 tarihli ve 2008/187 esas, 2009/66 sayılı kararının Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 06/05/2014 tarihli ve 2011/2144 esas, 2014/3614 karar sayılı ilâmı ile düzeltilerek onanarak kesinleşmesini müteakip, adı geçen hükümlünün talebi üzerine memnu hakların iadesine ilişkin Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 14/01/2020 tarihli ve 2008/187 esas, 2009/66 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
    Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan ''5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.'' şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerekmesi karşısında, hükümlünün mahkum olduğu 4 yıl 2 ay hapis cezasının 04/11/2019 tarihinde infaz edildiği, dolayısıyla 04/11/2022 tarihinde diğer şartları da sağlamak şartıyla yasaklanmış hakların geri verilebileceği, yasaklanmış hakların iadesine ilişkin kararın verildiği 14/01/2020 tarihinde infazdan itibaren henüz 3 yıllık sürenin tamamlanmadığı gözetilmeden, talebin reddi yerine yazılı şekilde kabülüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 14/01/2020 tarihli ve 2008/187 esas, 2009/66 sayılı ek kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ...’nın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 17/04/2009 tarihli ve 2008/187 esas, 2009/66 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Dairemizin 06/05/2014 tarihli ve 2011/2144 esas, 2014/3614 karar sayılı ilâmı ile düzeltilerek onanarak kesinleşmesini takiben, hükümlünün talebi üzerine Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 14/01/2020 tarihli ve 2008/187 esas, 2009/66 sayılı ek kararı ile, “memnu hakların iadesine” karar verildiği, anlaşılmıştır.
    Memnu hakların iadesi,  hükümlü hakkında bir cezaya mahkûmiyet nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların meydana getirdiği yasaklılıkları ortadan kaldıran bir ceza hukuku kurumudur.
    Yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, cezanın infazı ile birlikte kişinin tüm yasaklanmış haklarını da geri kazanacağını belirtmektedir. Fakat, Türk Ceza Kanunu dışındaki bazı özel kanunlar hükümlünün mahkûmiyet nedeniyle bazı hakları kullanmasını engelleyen hükümler taşımaktadır. Örneğin, hükümlünün cezası infaz edildiği halde; avukatlık, milletvekilliği, devlet memurluğu gibi bazı meslekleri yapması ilgili mesleklerin özel kanunları ile yasaklanmıştır. Hükümlünün bu yasaklılık halinden kurtulmak için mahkemeye başvurarak memnu hakların iadesi kararı alması gerekir.
    5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun 13/A maddesinde yer alan, ''5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
    a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
    b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.'' şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’na eklenen 13/A maddesi gereği memnu hakların iadesi talebinde bulunabilmek için, öncelikle mahkûm olunan cezanın infaz edilmesi gerekir. Cezanın infaz edilmesinden kastedilen hükümlünün cezaevinden koşullu salıverilerek tahliye edilmesi değildir. Koşullu salıverilen hükümlünün dışardaki denetim süresini de tamamlayarak ceza mahkemesinin mahkûmiyet hükmünde yer alan tüm ceza süresinin infaz edilmesidir. Cezası infaz edilen hükümlü yasaklanmış hakların geri verilmesi talebinde bulunabilir. Memnu hakların iadesi için ikinci şart, cezasının infazından itibaren 3 yıllık bir sürenin geçmiş olmasıdır. Cezanın infazından itibaren 3 yıl geçmemişse yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verilemeyecektir. Memnu hakların iadesine karar verilebilmesi için üçüncü şart ise, cezanın infazından başlamak ve cezanın infazından sonra geçirilmesi gereken 3 yıllık süre de dahil olmak üzere bu süre içerisinde hükümlünün yeni bir suç işlememesi ve yaşamını “iyi halli” olarak sürdürdüğüne ilişkin mahkemede kanaat oluşmasıdır.
    5352 sayılı Kanun’un 13/A maddesine göre, ister 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndan, isterse özel bir kanundan kaynaklansın, kamu hizmetlerinden yasaklanma, memuriyetten mahrumiyet, seçme veya seçilme hakkından yoksun kılınma, yasal kısıtlılık altında bulundurulma, babalık veya kocalık haklarından mahrumiyet, sürücü belgesinin geri alınması, emekli maaşından yoksun kılınma, meslek ve sanatın tatili ve benzeri gerek bir mahkûmiyet sonucu ve gerekse ceza şeklinde hükmedilen her nevi ehliyetsizliklerin memnu hakların iadesi yoluyla bertaraf edilmesine yasal bir engel bulunmadığından, anılan kanun maddesinde açıklanan süreler geçtikten sonra talepte bulunan iyi halli hükümlünün memnu haklarının iade edildiğinin bir kararla tespit edilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/1. maddesiyle hapis cezasının kanuni sonucu olarak hükümlünün a, b, c, d ve e bentlerinde sayılı haklardan yoksun bırakılacağının düzenlendiği, 53/2. maddede mahkûm olunan hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar bu hakların kullanılamayacağının belirtildiği, dolayısıyla 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasıyla hapis cezasının kanuni sonucu olarak bir kısım haklara dair yoksunluğun aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hükmün infaz edilmesi ile birlikte herhangi bir mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkacağı, bu sebeple kanun koyucu tarafından 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesinde yasaklanmış hakların iadesine dair olarak 5237 sayılı Kanun’un dışındaki kanunların tatbiki sonucunda ortaya çıkan hak yoksunlukları ifadesinin kullanıldığı, mevzuatta yer alan bazı özel kanunlarda, belirli bir sürenin üzerindeki yahut bir kısım suç tiplerinden verilen hapis cezalarına mahkûmiyetin sonucuna bazı hak yoksunluklarının bağlandığı, özel kanunlar tarafından hapis cezasına bağlanan bu tür hak yoksunluklarının, mahkûmiyet hükmünün 5237 sayılı Kanun’da yer alan suçlardan olması durumunda dahi 5237 sayılı Kanun’un 53/1. maddesinden kaynaklanmaması sebebi ile 53/2. maddesi uyarınca kendiliğinden ortadan kalkmayacağı, özel kanunlardan kaynaklanan bu hak yoksunluklarının giderilebilmesinin ancak 5352 sayılı Kanun’un 13/A maddesinde düzenlenen yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesi ile mümkün bulunduğu dikkate alındığında,
    Somut olayda;
    Hükümlünün memnu hakların iadesi talebinin esasen 5237 sayılı Kanun’un dışındaki kanunların tatbiki sonucunda ortaya çıkan hak yoksunluklarının giderilmesine ilişkin olduğu, bu nedenle, mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması ve kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması halinde memnu hakların iadesine karar verilmesi gerektiği,
    Açıklanan nedenlerle, hükümlünün mahkûm olduğu 4 yıl 2 ay hapis cezasının 01/11/2019 tarihinde infaz edildiği, yasaklanmış hakların iadesine ilişkin kararın verildiği 14/01/2020 tarihinde infazdan itibaren henüz 3 yıllık sürenin tamamlanmadığı, dolayısıyla da 5352 sayılı Kanun'un 13/A maddesinde yer alan şartların gerçekleşmediği, mahkemece “memnu hakların iadesi talebinin reddine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar: Açıklanan nedenlerle;
    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 14/01/2020 tarihli ve 2008/187 esas, 2009/66 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Hemen Ara