Esas No: 2012/16108
Karar No: 2013/3525
Karar Tarihi: 25.02.2013
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16108 Esas 2013/3525 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkili tarafından 2000 yılında üzerine damga pulu yapıştırılarak ve bedel kısmına 5.000.000.000,00 ibaresi yazılarak imzalanan senedin davalı tarafından bedel kısmının başına ""1"" rakamı eklendiğini,ayrıca keşide tarihi 05.09.2005 ve vade tarihi 04.10.2005 olarak doldurularak kıymetli evrak haline getirildiğini, ancak söz konusu keşide tarihinde damga pulu uygulaması olmadığını, senedin diğer kısımlarının da davalı lehine sonuç yaratacak şekilde doldurulduğunu, davalı vekilinin müvekkilini telefonla arayarak senet bedelinin ödenmesini istediklerini aksi halde müvekkili hakkında icra takibi başlatılacağını bildirdiğini, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını belirterek müvekkilinin takibe davaya konu senetle ilgili davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; 2000 yılında taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin kiralanan mağazanın tüm tadilat masraflarını karşıladığını ve davacının 15.000.000.000,00 TL civarındaki borcunu ödediğini, karşılığında müvekkiline boş olarak imzalanan senet verildiğini, ancak davacının daha sonra müvekkilini haksız bir şekilde kiraladığını dükkandan çıkardığını, müvekkilinin de boş olarak verilen senede ödemiş olduğu borç bedelleri toplamını yazdığını, davacının yıllarca senet bedelini ödemediğini, davacının senedin aradaki sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğunu yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davalının yargılandığı ceza mahkemesi tarafından alınan rapora göre senet üzerinde bedeli yazı ve rakamla gösteren bölümlerin önüne sonradan ""on"" ve ""1"" şeklinde eklemeler yapılarak senedin tahrif ediliği, bedel 5.000.000.000,00 TL(eski TL) iken 15.000.000.000,00 TL (eski TL) haline getirildiği, davacının borçlu olmadığını iddia ettiği miktarın da senet tahrif edilmek suretiyle artırılan 10.000,00 TL"lik kısma ilişkin olduğu, davacının 5.000,00 TL üzerinden düzenleyerek davalıya verdiğini kabul ettiği senet karşılığında borcu olan 5.000,00 TL"yi ödediğine ilişkin bir iddiada bulunmadığı, bu nedenle davanın 10.000,00 TL"lik kısmının kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporu ceza davası sırasında alınmış olup ceza mahkemesi kararının kesinleştiğine dair dosyada bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Bu durumda mahkemece dava konusu senedin miktar bölümündeki tahrifat iddiası ile ilgili olarak ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenilmesi ya da mahkemece bu konuda inceleme yaptırıldıktan sonra deliller hep birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.