Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10264 Esas 2022/9405 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/10264
Karar No: 2022/9405
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10264 Esas 2022/9405 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/10264 E.  ,  2022/9405 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : VAN 2. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hükümler : Mahkûmiyet


    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    1)Sanıklar ... ve Mehmet hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
    Fiziki takip tutanağı ve iletişimin tespiti tutanaklarının içeriklerine, sanıkların savunmasına ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre, sanık ...'in, "uyuşturucu madde tedarikçisi olan sanık ...'i bulma, uyuşturucu maddenin satış bedelini alıcı durumundaki diğer sanıklar ... ve ...'a bildirme, tedarikçi- alıcı şahıslar arasında anlaşmayı sağlama ve ardından tedarikçi-alıcı şahısları alışveriş için buluşturma" şeklindeki icrai hareketlerinin, TCK'nın 39/2. maddesi kapsamında "yardım" olarak değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında, eylemi diğer sanıklarla "birlikte gerçekleştirdiği" anlaşılan sanık ... hakkında TCK'nın 37. maddesinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    Gerekçeli kararın başlık kısmına "10/04/2012" olan suç tarihinin, "26/03/2012" olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
    TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih 2014/140 esas 2015/85 sayılı iptal kararının ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
    2)Sanıklar ... ve Sezgin hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a)Gerekçeli kararın başlık kısmına "10/04/2012" olan suç tarihinin, maddi hata sonucu "26/03/2012" olarak yazılması,
    b)Sanıklar ... ve Sezgin hakkında, 31/05/2012 tarihinde işledikleri iddia edilen "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle 06/06/2013 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Erciş Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14/07/2014 tarih ve 2013/121 2014/172 sayılı kararı ile sanık ... yönünden TCK'nın 188/3, 4, 39/2-c, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 6.240 TL adli para cezasına; sanık ... yönünden TCK'nın 188/3, 4, 62, 52, 53. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis ve 12.500 TL adli para cezasına hükmedildiği ve söz konusu hükümlerin temyiz edilmeksizin sanık ... yönünden 08/09/2014 tarihinde; sanık ... yönünden ise 04/09/2014 tarihinde kesinleştiği; temyize konu dosya yönünden ise sanıklar hakkında, 10/04/2012 tarihli eylem nedeni ile “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan, 13/05/2013 tarihinde iddianame düzenlendiği, bu haliyle belirtilen suç tarihleri arasında hukuki kesintinin oluşmadığı ve suç tarihleri arasındaki süre de nazara alınarak hüküm verilerek kesinleşen Erciş Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14/07/2014 tarih ve 2013/121 - 2014/172 sayılı dosyasının getirtilerek bu dosya içine konulması ve incelenmesi, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerin tek suç, iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanıkların hukukî durumlarının belirlenmesi, belirtilen suçların zincirleme suç oluşturduğunun kabul edilmesi durumunda; ağır sonuç doğuran suç esas alınarak belirlenecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK'nın 43. maddesi gereğince artırılması ve böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunması”, aksi halde “ek ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    c)Hükümden sonra 24/11/2015 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklik nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumlarının yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
    21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Hemen Ara