Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7511 Esas 2022/1967 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7511
Karar No: 2022/1967
Karar Tarihi: 16.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7511 Esas 2022/1967 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmeler sonucunda ticari krediler kullanılmış, davalı ... ise müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmeye imza atmıştır. Borçlar ödenmediği için takip başlatılmış, ancak davalılar itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesi, takibin dayanağının sözleşmeler olduğunu, davalıların sorumlu olduğunu karara bağlamış, ancak teminat mektubu ve çek depo bedelleri konusunda açık hüküm bulunmadığı için bu talepleri reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, davacı vekilinin istinaf başvurusunu reddetmiş, bu karar da temyize götürülmüştür. Yapılan incelemede, İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik olmadığına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu'nun 586. maddesi (Kefillerin Sorumluluğu)
- Ticari İşletme Kanunu (TBK) 583, 584. maddeleri (Kefilin Hakları ve Yükümlülükleri)
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri (İstinaf ve Temyiz Usul
11. Hukuk Dairesi         2020/7511 E.  ,  2022/1967 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.10.2019 tarih ve 2018/653 E- 2019/912 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.09.2020 tarih ve 2020/893 E- 2020/974 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı borçlu Efe Tüketim Mad. Gıda Tar. Hayv. İnş. ve İnş. Malz. San. ve Tic. Ltd.Şti. arasında imzalanan sözleşmelere istinaden ticari krediler kullanıldığını, davalı ...'nın ise sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamak suretiyle borçtan sorumlu olmayı kabul ettiğini, borçluların borcu ödememesi üzerine ihtarname çekilerek hesabın kat edildiğini, davalı borçlu ve davalı kefil hakkında Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2017/134139 Esas sayılı dosyasından BK 586 maddesi uyarınca (kefil açısından) tahsilde tekerrür olmamak üzere genel haciz yolu ile takibe geçildiğini, davalıların icra dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalıların Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2017/134139 esas sayılı dosyasına yaptığı tüm itirazların iptaline, takibin devamına, itiraz edilen dava konusu alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili; müvekkili aleyhine yürütülen Samsun 9.İcra Müdürlüğü’nün 2017/134139 E. sayılı takip dosyasına konu alacak kalemleri incelendiğinde istenilen asıl alacak tutarının gerçeği yansıtmadığını, faiz oranının da yasal oranın çok üzerinde olduğunu, işlemiş faiz, gider vergisi ve masraf tutarları yasal olmadığını, borcun varlığını kabul anlamı taşımamakla birlikte çekilmiş olan muacceliyet ihtarnamesinin usulüne uygun olmadığını, müvekkilleri tarafından süresi içerisinde ihtarnamelere itiraz edildiğini, bu nedenle aleyhe olarak kesinleştiğinin ileri sürülemeyeceğini, keşide olunan ve muhataplar tarafından itiraz edilmiş olan muacceliyet ihtarnamesine bağlı olarak talep olunan alacak tutarları da gerçeği yansıtmadığını, borçlu ile kefile imzalatılan genel kredi sözleşmesi dışında taahhütname ve kredi sözleşmesi icra dosyasında bulunmadığı gibi kredinin nevinin de, icra dosya kapsamı ile anlaşılamadığını, kefil olarak GKS'yi imzalayanların GKS dışında imzaladığı taahhütname veya kredi sözleşmesi takip talebinde kullanılmadığı gibi olup olmadığı da tarafımızca bilinmediğini, takip sırasında icra dosyasına sunulmamış olması nedeni ile GKS dışında başkaca kredi sözleşmesi ya da taahhütnameye dayanılmasına muvafakat etmediklerini, takip talebinde belirtilmediğinden yasal olarak ileri sürülmesinin de mümkün olmadığını savunarak, davanın reddi ile reddedilen dava miktarı üzerinden davalılar lehine %20den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; takibin dayanağı ve borcun kaynağının davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 14/08/2014 tarihli KGS ve yapılandırma protokolü olduğu, diğer davalının kefalet kaydı bulunduğu, her iki davalının 30/09/2017 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği, borcun son ödeme tarihi 03/03/2017 tarihinden hesap kat tarihi 25/09/2017 tarihine kadar en son kalan asıl alacak 1.084.119,02 TL'ye %15,48 oranında akdi faiz uygulanmak suretiyle hesap kat tarihi itibariyle asıl alacak ve ferilerin 1.185.441,32 TL olarak tespit edildiği, hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar olan alacak miktarının ise kapitilize edilen 1.185.441,32 TL'ye ihtar tarihi ile 30/09/2017 temerrüt tarihi arasında %15,48 akdi faiz uygulanmak suretiyle 1.188.117,44 TL olarak tespit edildiği, takip tarihi itibariyle alacak ise toplam 1.188.117,44 TL'ye temerrüt tarihinden 19/10/2017 takip tarihi arasındaki süreye %39 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle toplam alacak miktarının 1.215.147,11 TL olduğu, asıl borçlu şirketin bu miktardan sorumlu olması gerektiği, ancak takip talebinde şirket yönünden 484.791,55 TL asıl alacak ile takip yapıldığından bu takip miktarıyla bağlı kalındığı, davalı ... ise müşterek borçlu müteselsil kefil olmakla 14/08/2014 tarihli sözleşmedeki kefalet limitinin 7.500.000,00 TL vefakat kredinin kullandırıldığı yapılandırma protokolünde ise kefalet limitinin 3.250.000,00 TL olarak belirlendiği, davalının asıl borçlu şirket ortağı olup, kefaletinin TBK 583, 584.maddelerine uygun olması ve tespit edilen borcun kefalet limiti sınırları içerisinde kalmış olması sebebiyle davalı ...'nın da tespit edilen aynı miktar borçtan sorumlu olması gerektiği, takip talebinde ayrıca teminat mektubu ve çek depo bedeli taleplerinin mevcut olduğu, sözleşme hükümleri incelendiğinde davalı şirketin teminat mektubu ve çek depo bedelinden sorumlu olacağı, ancak davalı ...'nın kefil olması ve gayrinakdi alacak niteliğindeki teminat mektubu ile çek depo bedelinden sorumluluğuna gidilebilmesi için açık hüküm bulunması gerektiği ve sözleşmelerde bu yönde açık hüküm bulunmadığı gerekçeleri ile, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalı ... yönünden; 1.084.119,02 TL asıl alacak, 124.788,66 TL işlemiş faiz, 6.239,43 TL BSMV olmak üzere toplam 1.215.147,11 TL alacak hakkında, davalı Efe Tüketim Maddeleri Gıda Tarım Hayvancılık İnşaat Malzemeleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi yönünden ise 484.791,55 TL asıl alacak hakkında itirazların iptaline, takibin devamına, fazla taleplerin reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 16/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara