Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20386 Esas 2022/9389 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/20386
Karar No: 2022/9389
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20386 Esas 2022/9389 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/20386 E.  ,  2022/9389 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2016 tarihli ve 2016/456 esas, 2016/686 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 26/10/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 11/03/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 13/05/2015 tarihli ve 2015/3260 soruşturma, 2015/202 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3.maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına kesin olarak karar verildiği, kararın şüpheliye 15/06/2015 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, 08/07/2015 tarihinde infazı için Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2-Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, uyarılmasına rağmen yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle 21/06/2016 tarihinde dosyanın kapatılmasına karar verilerek Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, henüz infaz dosyası kapatılmadan infaz işlemleri devam ederken şüphelinin 21/05/2015, 12/05/2015 ve 01/06/2016 tarihlerinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edildiği,
    3- Erteleme kararının kaldırılarak Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 28/07/2016 tarihli ve 2015/3260 soruşturma, 2016/2548 esas, 2016/2120 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-c maddesi delaletiyle 191/1 (2 kez),191/10 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    4- Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 24/11/2016 tarihli ve 2016/456 esas, 2016/686 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1,191/10 ve 62/1.maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,cezanın aynı Kanun’un 51.maddesi gereğince ertelenmesine, 3 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/05/2015 tarihli ve 2015/3260 soruşturma, 2015/202 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin tekrar uyuşturucu madde kullanması nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1, 191/10 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 3 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2016 tarihli ve 2016/456 esas, 2016/686 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    1- Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5427 esas, 2019/8638 karar sayılı, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 26/05/2016 tarihli ve 2016/1582 esas, 2016/3201 karar sayılı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/927 esas, 2016/4447 karar sayılı ilâmlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, şüpheli hakkında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/05/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye 15/06/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle yapılan tebligatın geçerli olmadığı cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde,
    2- Kabule göre de, sanık hakkında verilen sonuç cezanın 2 yıl 6 ay olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır.” şeklindeki 51/1. maddesinin emredici hükmü karşısında, sanık hakkında belirlenen hapis cezasının ertelenemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Düzce 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2016 tarihli ve 2016/456 esas, 2016/686 sayılı kararının sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... hakkında, 11/03/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 13/05/2015 tarihli ve 2015/3260 soruşturma, 2015/202 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, şüphelinin erteleme süresi içerisinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenmesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2016 tarihli ve 2016/456 esas, 2016/686 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1,191/10 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının aynı Kanun’un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 3 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
    1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, şüpheli hakkında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/05/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına ilişkin karar şüpheliye 15/06/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, açıklanan nedenlerle erteleme kararının kesinleşmediği anlaşıldığından, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak kararın infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    2- Kabule göre de,
    a-) Şüpheli hakkında, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 28/07/2016 tarihli ve 2015/3260 soruşturma, 2016/2548 esas, 2016/2120 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-c maddesi delaletiyle 191/1 (2 kez) , 191/10 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2016 tarihli ve 2016/456 esas, 2016/686 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-10 ve 62 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık hakkında iki kez cezalandırılması istemiyle dava açılmasına rağmen tek cezaya hükmolunduğu, gerekçeli kararda bu hususun tartışılmadığı anlaşıldığından, açılmış olan dava hakkında bir karar verilmemesi kanuna aykırıdır.
    b-) Sanık hakkında verilen sonuç cezanın 2 yıl 6 ay olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır.” şeklindeki 51/1. maddesinin emredici hükmü karşısında, sanık hakkında belirlenen hapis cezasının ertelenemeyeceği gözetilmeden, cezanın ertelenmesine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    D-) Karar:
    Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Düzce Cumhuriyet
    Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2016 tarihli ve 2016/456 esas, 2016/686 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Hemen Ara