Esas No: 2020/7083
Karar No: 2022/2003
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7083 Esas 2022/2003 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7083 E. , 2022/2003 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 30.05.2019 tarih ve 2017/324 E- 2019/479 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 18.06.2020 tarih ve 2019/2151 E- 2020/634 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2000 yılından bu yana faaliyet gösteren üç ortaklı bir şirket , müvekkilinin de kuruluşundan bu yana şirketin yetkilisi ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, 2016 yılının Ekim ayından beri müvekkilinin şirkete girişinin ve şirket faaliyetlerine katılmasının hukuken engellendiğini, şirketle ilgili işlem yapma, karar alma temsil ve ilzam yetkisi ve benzeri haklı bir sebep olmaksızın kısıtlandığını ve hatta kaldırıldığını, davalı şirketin 20/02/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında finansal tablolar, faaliyet raporları, denetleme raporu ve her ne kadar ortakların görüşüne sunulsa da genel kurul toplantısından onbeş gün önce şirket merkez ve şubelerinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulmadığından müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkının kısıtlandığını, müvekkilinin de toplantı tutanağına olumsuz oy kullanarak muhalefet şerhi tutanağa yazdırdığını yine yönetim kurulu üyelerinin yasaya aykırı olarak kendileri hakkında ibra için oy kullandığını, ayrıca yönetim kurulunun ibrası için yapılan oylamada kanunda öngörülen karar nisabının oluşmadığını ileri sürerek, davalı şirketin 20/02/2017 tarihli 2015-2016 yılı birleştirilmiş olağan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin 20/02/2017 tarihli 2015-2016 yılı birleştirilmiş olağan genel kurul toplantısında alınan kararların tamamının kanuna, ana sözleşmeye ve hukuka uygun olduğunu, davacının muhalefet şerhi yazdırmadığı ve fakat red oyu verdiği genel kurul kararlarının tamamının iptalini istemekte ise de, iptal nedenlerinin soyut, gerekçesiz ve hiçbir dayanağı olmayan gerekçeler olduğunu, hukuki bir dayanağının bulunmadığını, davacının muhalefet şerhi koydu tek genel kurul kararının yönetim kurulu üyelerinin ibralarına yönelik karar olduğunu, koyulan muhalef şerhinin gerekçesinin ise şirket kayıtlarının incelenmesine izin verilmemesi, şirkete şahsi olarak borç verdiği paranın iade edilmemesi, şirkete girişinin engellenmesi ve sair gerekçeler olduğunu ancak dava dilekçesinde bu gerekçeleri bir kenara bırakarak TTK 418 ve 436 maddelerine dayanarak alınan kararın iptalini talep ettiğini, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına yönelik oylamada kanunda öngörülen toplantı nisabına uyulduğunu, davacı yanın yönetim sorumluluğu almamak için şirket ile ilişkisini kendisinin kestiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin Hükumet Komiseri'nin genel kurul toplantısında bulunması zorunlu olan denetime tabi şirketlerden olmadığı ve bu yönde idareye yapılmış bir başvuru bulunmadığı, Hükumet Komiseri'nin toplantıya iştirak etmemesinin genel kurul toplantısının geçerlilik şartı olmadığı, öte yandan davacı şirketin internet sitesi bulunması zorunlu şirketlerden olmadığı, dolayısıyla bu yönde bir eksiklik bulunmadığı, ayrıca tüm ortakların toplantıya sonuna kadar terk etmeksizin iştirak ettiklerinin anlaşıldığı, dava konusu edilen davalı şirketin 20/02/2017 tarihli 2015-2016 yıllarına ait genel kurul toplantısında alınan gündemin 2,4 ve 6. maddelerine yönelik iptal istemi yönünden davacı yanın maddelerin görüşülmesi sırasında olumsuz oy kullandığı ancak muhalefetini tutanağa geçirtmediği, muhalefet şerhinin maddelerin görüşülmesi sırasında veya toplantı sonunda tutanağın sonuna geçirtilmesinin gerektiği, tutanağın sonunda da bu yönde işlem tesis edilmediği, salt maddenin görüşülmesi sırasında olumsuz oy kullanılmasının dava şartı için yeterli olmadığından bu maddelere ilişkin davanın TTK'nın 446 maddesi gereğince muhalefet şerhine ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği, dava konusu genel kurul gündeminin 3.maddesinde görüşülen denetçi raporunun onaylanmasına ilişkin maddenin iptali talebi açısından denetçi raporunun onay zorunluluğu bulunmadığından bu talebin konusuz kalması nedeniyle karar tesisine yer olmadığına karar vermek gerektiği, dava konusu genel kurul gündeminin 5.maddesinde görüşülen yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine dair kararının TTK 436. maddesi gereği yönetim kurulu üyeleri; kendi ibraları dahil diğer yönetim kurulu üyelerinin de ibralarında oy kullanamayacağı, somut olayda da; dava konusu şirkette tamamı yönetim kurulu üyesi üç hissedar bulunduğundan ve dolayısıyla hiçbiri oy kullanamayacağından ibra kararı alınamayacağı, ibra kararının alınması mümkün olmadığı gibi zorunlu da olmadığından bu maddeye ilişkin davanın kabulü geektiği gerekçesiyle dava konusu edilen davalı şirketin 20/02/2017 tarihli 2015-2016 yıllarına ait genel kurul toplantısında alınan gündemin 2,4 ve 6. maddelerine yönelik iptal isteminin TTK'nın 446 maddesi gereğince muhalefet şerhine ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine, dava konusu genel kurulun gündemin 3.maddesinde görüşülen denetçi raporunun onaylanmasına ilişkin maddenin iptali talebi açısından denetçi raporunun onay zorunluluğu bulunmadığından anılı talep konusuz olmakla karar tesisine yer olmadığına, dava konusu genel kurulun gündemin 5.maddesinde görüşülen yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin talep açısından davanın kabulü ile gündemin 5.maddesinde görüşülen yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine dair kararının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Olağan Genel Kurul Toplantısına yapılan çağrının usulsüz bir şekilde yapıldığına yönelik istinaf istemi yönünden; TTK 1524. maddenin birinci fıkrasında belli ortaklıkların internet sitesi açmak ve bu sitenin belirli bir bölümünü ortaklıkça kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanmasına özgülemek yükümlülüğünden sözedildiği, bu yükümlülüğün genel kurul veya yönetim kurulu kararlarıyla veya bunların geçerliliğiyle doğrudan hiç bir ilgisinin bulunmadığı, davacının sermaye payı ve dava konusu genel kurul kararlarına ortakların bir kısmının bizzat, bir kısmının ise vekaletle toplantıya katıldıkları dikkate alındığında, çağrının usulüne göre yapılmaması ve gündemin gereği gibi ilan edilmemesi sonucu oluşan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olmadığı, dolayısıyla alınan kararların iptali şartlarının oluşmadığından davacının bu yöndeki istinaf isteminin yerinde görülmediği, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin dava açılabilmesi için dava açan ortağın iptalini istediği kararın alındığı genel kurula katılıp kararlarda aleyhte oy kullanması ve oylamadan sonra muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi gerektiği, bu gereklilik dava şartlarından olup, somut olayda iptali istenen kararlar alındıktan sonra davacının muhalefet şerhlerini tutanağa geçirmediğinden davacının bu yöndeki istinaf isteminin de yerinde görülmediği, iptali istenen genel kurul kararlarının alındığı tarihe göre olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’ nın 407.maddesinin 3.fıkrasında aynı kanunun 333 üncü madde gereğince belirlenen şirketlerin genel kurul toplantılarında Sanayi ve Ticaret Bakanlığının temsilcisinin bulunacağının bildirildiği, diğer şirketlerde ise hangi durumlarda Bakanlık temsilcisinin genel kurulda bulunacağının Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceğinin belirtildiği, belirtilen yönetmelik 28.11.2012 günlü resmi gazetede yayınlanmış olan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik olduğu, dosya içeriği ve sunulu ticaret sicil kayıtlarına göre dâvalı şirket TTK’nın 333.maddesi kapsamındaki şirketlerden olmadığı gibi davaya konu olan ve iptali istenen 20/02/2017 tarihinde yapılan 2015 ve 2016 yılları birleştirilmiş olağan genel kurul kararları da bahsi geçen yönetmeliğin 32. maddesinin birinci fıkrasında belirten nitelikleri taşımadığından davacının bu yöndeki istinaf isteminin de yerinde görülmediği, davacının bilgi alma ve inceleme hakkının kısıtlandığına yönelik istinaf istemi yönünden, davacının bilgi alma ve inceleme hakkının ihlali durumunda Kanun'un TTK m. 437/5 , 392/4 düzenlemelerine göre başvurabileceğinden İlk Derece Mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.