Esas No: 2021/16500
Karar No: 2022/14765
Karar Tarihi: 21.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/16500 Esas 2022/14765 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/16500 E. , 2022/14765 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
1) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasıflarının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
Diğer sanık ... ile birlikte önceden verdikleri karar uyarınca dolandırıcılık suçuna doğrudan katılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 37/1. maddesi yerine aynı Kanun'un 39. maddesiyle uygulama yapılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nin 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3) Sanık ... hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
a) 5237 sayılı TCK’nin 268. maddesine göre, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır. Aynı Kanun’un 267. maddesinde ise; yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişinin cezalandırılacağının hüküm altına alındığı, bu kapsamda, somut olayda; sanığın, mağdur ...'e ait kimlik bilgilerini adli veya idari bir makam önünde kullanmadığı, telefon hattı üzerinden telefon alırken mağdur ... adına düzenlenmiş kendi fotoğrafını ihtiva eden nüfus cüzdanını kullanması eyleminin dolandırıcılık suçunun hile unsurunu oluşturduğu buna göre, dolandırıcılık suçunun yanı sıra ayrıca başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırı,
b) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 21.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.