Esas No: 2020/5269
Karar No: 2022/2019
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5269 Esas 2022/2019 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/5269 E. , 2022/2019 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.02.2019 tarih ve 2014/1331 E. - 2019/123 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.03.2020 tarih ve 2019/1435 E. - 2020/382 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.03.2022 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacılar hakkında Kocaeli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2014/6764 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiğini, icra takibinin esasını Küresel Orman Ürünleri Loj. Nak. İnş. Tur. Kim. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin (Küresel ... Ltd. Şti.), T. ... Bankası A.Ş. ile imzalamış olduğu kredi sözleşmesi dolayısıyla bankaya ödenmemiş bulunan borçlarının oluşturduğunu, ancak ... bu kredi borcu dolayısıyla davacıların anılan banka lehine veya borçlu şirket lehine tesis edilmiş bir ipotekleri bulunmadığı gibi şahsen bankaya anılan kredi borcundan dolayı da sorumluluklarının bulunmadığını, ipotek akit tablolarına göre her ne kadar ipotek alacaklısı banka ise de, ... bu icra takibine konu edilen 5. ve 6. numaralı parsele ilişkin verilen ipoteklerin borçlu Küresel ... Ltd. Şti. lehine değil, Atilla Makine Montaj İzolasyan Taah. İnş. Tur. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. ( ... Ltd. Şti.) lehine verildiğini, davalı bankanın Atilla ... Ltd. Şti. lehine verilmiş ipoteği üçüncü bir tüzel kişinin borcu için paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine konu edemeyeceğini, davalı banka ile Küresel ... Ltd. Şti. arasında akdedilen 07.10.2009 tarihli kredi sözleşmesine davacılardan sadece ...’nın kefil olduğunu, bu sorumluluğun şahsi olduğunu ve kefaletin 690.000,00 TL ile sınırlı bulunduğunu, icra takibi ile 2.215.098,97 TL’nin talep edildiğini iddia ederek davacıların Küresel ... Ltd. Şti. lehine T. ... Bankası A.Ş. adına ipotek vermediğinin ve bu bağlamda davacıların Türkiye ... Bankası A.Ş.'ye borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, söz konusu ipotek takibinin ...’nın Küresel ... Ltd. Şti.’ne kefaletinden dolayı açıldığını, resmi senet akit tablosunun 1. maddesi içeriğine göre, resmi senette belirtilen kredi borçlusu firma ile birlikte ipotek veren taşınmaz maliklerinin de davalı bankaya kefalet dahil tüm doğmuş doğacak borçlarını teminat altına aldığını, dava konusu ipoteğin müşterek ipotek vasfında olduğunu, ...’nın müşterek ipotek kapsamındaki taşınmazının da kredi müşterisi (Atilla ... Ltd. Şti.) yanında ...’nın borçlarının da güvencesini oluşturduğunu, söz konusu müşterek ipotek kapsamındaki taşınmaz maliklerinin gerek kredi müşterisi firma, gerekse şahsen kendilerinin tüm borçlarının ipotekle teminat altında bulunduğunu kabul ettiklerini, ...’nın kefalet tutarının 690.000,00 TL değil, 1.000.000,00 TL olduğunu, hesap kat tarihinden itibaren işleyen faiz ve takip masrafları dikkate alındığında ipotek takibinde talep edilen tutarın şahsi sorumluluk tutarının üzerinde bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, takip dayanağı her iki parsel üzerinde toplu rehin tesis edilmesi için gerçekleşmesi gereken şartların bulunmadığı gerekçesiyle açılan davanın kabulü ile davacıların davalı bankaya Kocaeli 3. İcra Dairesi’nin 2014/6764 Esas sayılı dosyası ile takip konusu ipoteklerden kaynaklı olarak borçlu bulunmadıklarının tespitine, ipotek konusu ... İli, ... İlçesi, ...Köyü 502 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satılarak paraya çevrilmesi sonucu davalıya ödenmiş olan 1.960.000,00 TL'nin 22.03.2016 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacı ...'na verilmesine, davalı bankanın takibinde kötü niyeti sabit olmadığından şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, dava konusu ipoteklerin, dava dışı Atilla ... Ltd. Şti. ile ipotekli taşınmaz maliklerinin doğmuş ve doğacak borçları için kurulduğu resmi senette yazılı ise de, taşınmazlarda ipotek kurulduktan sonra, ipotek lehtarı şirket ile hiçbir bağlantısı olmayan dava dışı asıl borçlu Küresel ... Ltd. Şti. ile alacaklı banka arasındaki sözleşmeden ileride doğacak alacakların resmi senette teminat altına alındığı gerekçesiyle ipotek kapsamında olduğunun varsayılmasının, ipotekli taşınmaz maliklerinin kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu, kişisel ve ekonomik geleceklerini belirsiz hale getirip, alacaklı bankaya karşı ipotekli taşınmaz maliklerini bağımlı hale getirdiği, ipotekli taşınmaz maliki davacı ...'nın, dava dışı asıl borçlu Küresel ... Ltd. Şti. ile banka arasındaki genel kredi sözleşmesinde kefil olması ve bu kefaletten kaynaklanan borcunun, banka ile ipotek lehtarı şirket arasındaki hukuki ilişki ile dava dışı asıl borçlu şirketin hiçbir bağlantısı olmaması nedeniyle ipotek teminatı kapsamı içerisine alınmasına olanak vermediği, öte yandan dava konusu ipotekli taşınmazlar, ipotek lehtarı şirket yönünden müteselsil sorumluluk esasına göre kurulmuş olduğundan, ipotek lehtarı şirket için müşterek (toplu) ipotek geçerli ise de, dava dışı asıl borçlu Küresel ... Ltd. Şti.'nin borcu için sadece ...'nın kefaleti bulunup, diğer taşınmaz maliki ...'nın müteselsil kefaleti bulunmadığından uyuşmazlığa konu alacak yönünden müşterek ipoteğin geçerli bir şekilde kurulmadığının da anlaşıldığı, uyuşmazlığa konu alacak yönünden, geçerli bir müşterek ipoteğinin olmaması, TMK’nın 851. maddesinde belirtilen belirlilik ilkesi ile dava dışı asıl borçlu şirketin borçlarının ipotekle teminat altına alındığı yönündeki bir kabulün, ipotek borçlularının kişisel ve ekonomik geleceklerini ve kişilik haklarını ihlal etmesi, bankaya karşı aşırı bağımlı hale getirmesi nedeniyle ipoteğin uyuşmazlığa konu alacağı kapsamadığı, İlk Derece Mahkemesi’nce yeterli olmayan bir gerekçe ile karar verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği, ancak İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde hata edildiği, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususun da olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, açılan davanın kabulü ile davacıların Kocaeli 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6764 Esas sayılı dosyası
ile takip konusu ipoteklerden kaynaklı olarak davalı bankaya borçlu bulunmadıklarının tespitine, ipotek konusu, ... İli, ... İlçesi, ...Köyü 502 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satılarak paraya çevrilmesi sonucu davalıya ödenmiş olan 1.960.000,00 TL'nin 22.03.2016 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı bankadan istirdaten tahsili ile davacı ...'na verilmesine, davalı bankanın takibinde kötü niyeti sabit olmadığından şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı ...Ş. vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce yeniden esas hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmış olup davalı ...Ş.’nin istinaf kanun yoluna başvururken yatırdığı istinaf karar harcının iadesine karar verilmesi gerekirken ayrıca yeniden bir kez daha istinaf incelemesi yönünden istinaf karar harcı alınmasına karar verilmesi doğru olmamışsa da tek başına bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bend uyarınca davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları; başlıklı bölümünün a-bendinin tümüyle hükümden çıkartılarak yerine a- bendi olarak “a-Davalı taraftan istinafa gelirken peşin alınan 37.828,35 TL istinaf karar harcının isteği halinde davalı tarafa iadesine,” sözcük ve rakam dizisinin eklenmesi suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.