Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/405 Esas 2022/2070 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/405
Karar No: 2022/2070
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/405 Esas 2022/2070 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı vekili davalının marka hakkına tecavüz ettiğini iddia ederek tazminat talebinde bulundu. Davalı vekili ise bu iddiaları reddetti. İlk derece mahkemesi, davalının marka hakkına tecavüz ettiğine karar vererek itibar tazminatı talebini kabul etti. Ancak Yargıtay, itibar tazminatına hükmedilmesi için markanın prestijli ürünler ürettiğinin veya hizmet sağladığının ispatı gerektiğine ve mütecavüzün markanın prestijini zedeleyici eylemleri gerçekleştirdiğine dikkat çekerek kararı bozdu. Mülga 556 sayılı KHK'nın 68. maddesi marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekilde kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibinin ayrıca tazminat isteyebileceğini belirtmektedir. Ancak itibar tazminatı, manevi bir tazminat değil, sınai mülkiyet hakkının değerinin kaybından dolayı oluşan bir maddi tazminattır. Kararda geçen kanun maddesi, mülga 556 sayılı KHK'nın 68. maddesidir.
11. Hukuk Dairesi         2021/405 E.  ,  2022/2070 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.03.2016 tarih ve 2009/263 E. - 2016/98 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalıya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında davalının iş yerinde TOSCANA ibareli ayakkabı kutuları ile deri ayakkabıların bulunduğunu ve bu ürünlere taklit ürün olduğu gerekçesiyle el konulduğunu, 2007/19592 sayılı TOSCANALİNE ibareli markanın ise davacının adına tescilli olduğunu, davalının iş yerinde elkonulan ve davacının markasını taklit eden ürünlerin davacının marka itibarını zedelediğini, davalı eyleminin 556 sayılı KHK hükümlerine aykırı olduğunu iddia ederek davalının müvekkili markasına tecavüz teşkil eden her türlü eyleminin durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, tescilli markasının kullanıldığı her türlü ürünlerin imhasına, şimdilik 10.000.TL maddi, 20.000.TL manevi 20.000.TL itibar tazminatı olmak üzere toplam 50.000.TL tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini, kararın da masrafı davalıdan alınarak tirajı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davalılardan ...'nin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, bu davalı yönünden husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, ayrıca 27.10.2008 tarihinde davalının TOSCANA ibareli markanın adına tescili için başvurduğunu, davacı markası ile davalı markasının arasında benzerlik bulunmadığını, ayırt ediciliğin mevcut olduğunu, üretilen ürünlerin de farklı olduğunu, davalının kötü niyetli olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davalı ...'nin şirketin tek yetkilisi olduğu ve sorumluluğunun bulunduğu, ceza yargılamasında ise davalının el konulan ürünlerinde kullanılan markanın davacının adına tescilli marka ile arasında ortalama tüketiciyi yanıltacak derecede benzerlik bulunduğu, ayrıca davalının taklit marka kullanmak suretiyle davacının ticari itibarını zedelediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 2007/19592 numaralı 18 ve 25. sınıflarda tescilli TOSCANALİNE markasına davalı tarafından yapılan tecavüzün men'ine, davalının davacının tescilli markasını kullandığı ürünlere Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/260 Esas ve 2014/445 karar sayılı 10/07/2014 tarihli karar ile müsaderesine karar verilmiş olduğundan davacı tarafından bunlara el konulması ile bunların imhasına yönelik talebi hakkında ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddi tazminat talebinin reddine, 10.000,00 TL manevi ve 10.000,00 TL itibar tazminatı olmak üzere 20.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, mahkememiz kararının masrafın davalı tarafından karşılanmak üzere Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde ilanına karar verilmiştir.
    Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti ve men'i ile maddi, manevi ve itibar tazminatı istemlerine ilişkindir. Mahkemece, Gaziantep 3 Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/260 esas ve 2014/445 karar sayılı dava dosyasında yapılan incelemeler ve soruşturma evresinde alınan bilirkişi raporuna göre, davalının iş yerinde el konulan ürünlerin, davacı adına tescilli markalı ürünlerinin taklidi mahiyetinde olduğu, davalının, davacının markasını taklit marka olarak kullanarak davacının ticari itibarını zedelediği gerekçesiyle davacı lehine 10.000 TL itibar tazminatına hükmedilmiştir.
    Olaya uygulanacak mülga 556 sayılı KHK'nın 68. maddesinde, (6769 S. SMK'nın 151/2) marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekilde kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibinin ayrıca tazminat isteyebileceği belirtilmiştir.
    Anılan hüküm uyarınca itibar tazminatına hüküm olunabilmesi için herşeyden önce davacıya ait markanın ya tanınmış marka niteliğinde olduğu ya da bu marka altında kaliteli ve prestijli ürünler üretildiği ya da hizmet sağlandığının ispatı gerekir. Öte yandan mütecavüzün, davacı markasına tezat şekilde taklit markalı malı kötü ve kalitesiz şekilde üretmesi, ambalajının itibar sarsıcı nitelikte olması ya da başka şekilde malları markanın prestijine uygun olmayan ortamlarda ve şekillerde pazarlanması ya da hizmetin kötü şekilde sunulması gerekir. Esasen itibar tazminatı manevi bir tazminat değil, taklit ve kötü üretim veya pazarlama nedeniyle sınai mülkiyet hakkının değerini yitirmesi nedeniyle uzun vadede ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı maddi tazminat çeşididir. İtibar kaybına uğrayan hak sahibi değil, bizzat sınai mülkiyetin kendisidir. Hak sahibi bu itibar (değer) kaybı nedeniyle maddi zarara uğrayan kişidir.
    Somut olayda, Mahkemece marka hakkına tecavüzün varlığı yanında yukarı izah olunan koşullarında varlığı halinde itibar tazminatına hükmedilmesi gerekirken tek başına tecavün varlığına istinaden itibar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bu husus davalı yararına bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara