Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5264 Esas 2022/2055 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5264
Karar No: 2022/2055
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5264 Esas 2022/2055 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı ve davalı arasında buğday satımı konusunda anlaşma sağlandığı iddiasıyla açılan davada, mahkemece sözleşmenin kurulması için gerekli öneri ve kabul unsurlarının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildi. Ancak, temyiz incelemesi sonucunda davalı tarafından imzalandığı iddia edilen sözleşmenin incelenerek, sözleşmenin taraflar arasında kurulup kurulmadığının tespit edilmesi gerektiği ve eksik incelemeye dayalı olarak davayı reddeden kararın bozulması gerektiği belirlendi. Kararda, davanın ticari satım sözleşmesinden kaynaklı fiili ve mahrum kalınan kârdan ibaret zararın giderimi istemine ilişkin olduğu vurgulandı.
Kanun Maddeleri: Türk Borçlar Kanunu Madde 1, Madde 2, Madde 3, Madde 19, Medeni Kanun Madde 11, Madde 19.
11. Hukuk Dairesi         2020/5264 E.  ,  2022/2055 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)




    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.02.2020 tarih ve 2016/170 E. - 2020/37 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.03.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında telefon görüşmeleri sonucunda buğday satımı konusunda anlaşma sağlandığını, müvekkilinin bunun üzerine dava dışı Honrel isimli aracı firma vasıtasıyla dava dışı Grainbow isimli firmayla buğday alımı konusunda anlaşma yaptığını, daha sonra satım sözleşmesinin davalı tarafından imzalandığını, ancak davalının satımdan vazgeçerek buğdayı almaması nedeniyle müvekkilinin dava dışı şirketlere tazminat ve komisyon ödemek zorunda kaldığını, ayrıca kar mahrumiyetinin olduğunu belirterek 80.000 USD'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasında tam mutabakat sağlanamadığını, sözleşme imzalanmadığını, mahkemenin yetkisiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davacı ile davalı arasında sözleşmenin kurulması için gerekli öneri ve kabul unsurlarının mevcut bulunmadığı, taraflar arasındaki görüşmelerin sözleşme öncesi teklif süreci aşamasında kaldığı, netice itibariyle de tarafların sözleşmeyi kuracak nitelikte irade uyuşmaları meydana gelmediğinden ilgili satım sözleşmesinin kurulmadığı, davacının, tazminini istediği zararlarının temelinde ilgili sözleşme bulunmakla birlikte davacı yanın ilgili iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    (1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    (2) Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklı fiili ve mahrum kalınan kârdan ibaret zararın giderimi istemine ilişkindir.
    Davacı yan, telefaks yoluyla davalıya gönderilen 18.06.2013 tarihli sözleşmenin, davalı tarafça imzalanarak 19.06.2013 tarihinde telefaks yoluyla kendisine gönderildiğini ve bu şekilde sözleşmenin kurulduğunu, hatta sözleşmenin renkli ve imzalı örneğinin davalı tarafından kendisine mail olarak da gönderildiğini, daha sonraki yazışmalarda sözleşmenin tali unsurları üzerinde görüşmeler yapıldığını iddia etmekte; davalı ise şirket kaşesinin üzerindeki imzanın kendi yetkilisine ait olmadığını, dolayısıyla sözleşmenin kurulmadığını, yine daha sonraki yazışmaların da sözleşmenin kurulmadığının ispatı olduğunu ileri sürmüştür.
    Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı tarafından dosyaya sunulan davalının sözleşmeye onay verdiğine ilişkin 19.03.2013 tarihli mukabil faks belgesinin bilirkişi marifetiyle incelenip, davalı şirket adına kayıtlı veya davalı şirket adına kayıtlı olmamakla birlikte, davalı şirket tarafından kullanıldığı belirlenen faks numarasından gönderilip gönderilmediğinin tespit edilmesi; yine davalı tarafça davacıya mail yolu ile gönderildiği iddia olunan renkli ve imzalı sözleşme bakımından, elektronik posta adreslerinin davalıdan sorularak bir değerlendirme yapılması ve akdi ilişkinin ispatı halinde işin esasına girilmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara