Esas No: 2012/15350
Karar No: 2013/2639
Karar Tarihi: 13.02.2013
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/15350 Esas 2013/2639 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı şirket temsilcisi, davalının icra takibine konu ettiği 20.02.2008 tanzim 20.09.2008 vade tarihli 75.000 TL bedelli “nakden” kaydını içeren bononun davacı şirketin o tarihteki yetkilisi olan ... tarafından imzalandığını, ..."in şirketteki hisselerini 25.11.2008 tarihinde devrettiğini ve temsil durumunun sona erdiğini, taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığını ..."in temsil yetkisini kötüye kullandığını, böyle bir bedelin şirket kayıtlarına girmediğini, ..."in borç ödemeden aciz halde bulunduğunu ileri sürerek bononun iptaline, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; bonodaki imzanın ..."e ait olduğu konusunda uyuşmazlığını bulunmadığı, bononun tanzim tarihinde ..."in şirket müdürlüğünün devam ettiği ancak hükme esas alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere borçlanmanın davacı şirket kayıtlarına intikal etmediği, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığı, yüksek bedelli bir bononun iki yıl gibi uzun bir süre elde tutulmasının ticari hayatın gerekleri ile bağdaşmayacağı, davalının tespit edilen mali durumunun 75.000 TL borç para vermeye müsait olmadığı, bonoyu imzalayan ..."in temsil yetkisini kötüye kullandığı, davalının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne, davaya konu senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline, %40 tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Dava konusu bonoda kanunun aradığı tüm yasal unsurlar mevcut olduğundan kambiyo senedi niteliğinde olduğu açıktır. Bonoyu imzalayan kişinin tanzim tarihi itibariyle davacı şirket temsilcisi olduğu yerel mahkemenin de kabulünde olup imza da inkar edilmiştir. Hal böyle olunca, ispat külfeti davacı tarafta olup davacı iddiasını yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır. Bononun şirket kayıtlarında yer almaması senedi hükümden düşürmez. Tek başına hayatın olağan akışı gerekçesiyle senede karşı senetle ispat kuralının ortadan kaldırılması kambiyo hukukunun temel prensiplerine uygun düşmez. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin somut olayla bağdaşmayan gerekçelere dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.