Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16265 Esas 2013/2409 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16265
Karar No: 2013/2409
Karar Tarihi: 07.02.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/16265 Esas 2013/2409 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi         2012/16265 E.  ,  2013/2409 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Davacı vekili, İzmir 10. İcra Müdürlüğü"nün 2009/12367 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine dayanak senet altındaki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmaması nedeni ile İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/999 esas sayılı dosyası üzerinden borca ve imzaya itiraz yönünden dava açıldığını, ancak davanın takipsiz bırakıldığını ve yenilenmediğini, davalı tarafın bunun üzerine icra dosyasını yenileyerek İzmir 10. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5965 sayılı dosyası üzerinden takibe devam ettiğini, müvekkili şirketin İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi"ndeki hakedişlerinden 4.700,00.-TL"nin haczedildiğini, müvekkili firmanın senet metni üzerinde ünvanı mevcut olan Atasoy Ltd. Şti ile çok kısa bir süre iş ortaklığı yaptığını, ancak, senetteki imzanın iş ortaklığında şirketleri temsile yetkili kişilerden hiçbirisine ait olmadığını, bunun yanında, senet metninde borçlu olarak "Nif-Tem Temizlik Ltd. Şti ve Atasoy Ltd. Şti İş Ortaklığı" şeklinde ortaklık kaşesi kullanılmış ise de, senette tek imzanın mevcut olduğunu, bu durumun dahi senedin sahte olarak düzenlendiğini ortaya koyduğunu, iş ortaklığı sözleşmesinin 4. maddesine göre ortaklığın nam ve hesabına tam yetkili firmanın müvekkili şirket olduğunu, ancak, imzanın müvekkili firmayı temsil ve ilzama yetkili şahıslara ait olmadığını belirterek, İzmir 10. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5965 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde borçlu olmadıklarının tespitine, %40 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/999 esas sayılı dosyasında verilen kararın iş bu davada kesin hüküm mahiyetinde olduğunu, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirerek, davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, dava konusu senedin İlhan Kömürcü yanında "Nif-Tem Ltd. Şti ve Atasoy Ltd. Şti. İş Ortaklığı" kaşesi altında davacı şirketin de ortağı olduğu iş ortaklığı (adi ortaklık) tarafından imza altına alındığı, davacı tarafın kaşe altındaki imzanın adi ortaklığı oluşturan şirketlerin ve bu arada (davacı tarafça ibraz edilen) adi ortaklık sözleşmesine göre adi ortaklığı temsile yetkili olan davacı şirket yetkilileri tarafından atılmadığını iddia ettiği, bu durumda, davanın 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 520. maddesine göre tüzel kişiliği bulunmayan ve mecburi dava arkadaşı konumundaki tüm adi ortaklar tarafından, yani, davacı şirket yanında Atasoy Ltd. Şti tarafından da açılması gerektiği kanaatine varıldığı, davacı tarafa 10/04/2012 tarihinde yapılan ön inceleme duruşması esnasında Atasoy firmasının vekaletnamesini veya bu şirketin davaya muvafakat ettiğini gösterir belgeyi ibraz etmesi için süre verildiği, davacı taraf bu yönde belge ve vekaletname ibraz etmediği ve adi ortaklık adına açılan davayı tek başlarına açabilecekleri yönünde ısrarcı olduğu gerekçesiyle davanın davacı tarafın aktif dava ehliyeti bulunmadığından husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı İzmir 10. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5965 numaralı dosyasından takibe konu olan senetteki imzanın kendilerine ait olmadığını, davacı firma tarafından davalı lehine iş ortaklığı nam ve hesabına, ne de davacı firma adına herhangi bir şekilde borç senedi düzenlenmediğini belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece senet üzerinde keşideci bölümünde yazılı kaşede davacı firma ile birlikte Atasoy Ltd. Şti."nin de isminin bulunduğu, adi ortaklıkta ortakların birlikte dava açması gerektiği ya da dava dışı ortağın davaya muvafakatının sağlanması gerektiği belirtilerek aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Adi ortaklıkta tüzel kişilik bulunmadığından adi ortaklığı oluşturan şirketler tüzel kişiliklerini korurlar. Bu durumda ortaklığı temsilen birlikte hareket etmeleri gerekir. Ancak; dosyada bulunan iş ortaklığı sözleşmesinde davacı şirketle birlikte Atasoy Temizlik Ltd. Şti"nin adi ortaklık kurdukları, bu sözleşme uyarınca davacı... Ltd. Şti"nin pilot firma olarak seçildiği, 4. maddede..."in ortaklığın nam ve hesabına tam yetkili olacağı kabul edilmiştir. Buna göre; davacı... Ltd. Şti. ortaklık nam ve hesabına kendi adına asaleten diğer şirketi temsilen dava açmaya yetkilidir. Mahkemenin aktif dava ehliyeti bulunmadığı tespiti iş ortaklığı sözleşmesinin 4. maddesi uyarınca yerinde olmadığından işin esasına girilerek deliller toplanıp iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirildikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde ret kararı vermesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadeine, 07.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara