Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7189 Esas 2022/2064 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7189
Karar No: 2022/2064
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7189 Esas 2022/2064 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı banka müşterisi kredi kartlarını kullanarak borçlandı ve bu borç ödenmediği için icra takibine uğradı. İcra takibinde uygulanan %75,48 oranındaki temerrüt faiz oranının hukuka aykırı olduğu belirtildi. İlk derece mahkemesi, bankanın davacının lehine faiz indirimi yapmasının yasal olduğuna karar vererek davayı reddetti. Davacı vekili istinaf etti ancak istinaf başvurusu da reddedildi. Temyiz başvurusunda bulunan davacı vekilinin temyiz istemi reddedildi ve bölge adliye mahkemesinin kararı onandı.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi
- Türk Borçlar Kanunu'nun 26., 88. ve 120. maddeleri
- 3095 sayılı Kanun'un 1/1 maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 ve 370/1 maddeleri
11. Hukuk Dairesi         2020/7189 E.  ,  2022/2064 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Tüketici Mahkemesince verilen 08.02.2019 tarih ve 2016/1632 E- 2019/76 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.06.2020 tarih ve 2019/1754 E- 2020/672 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, imzalanan bankacılık hizmet sözleşmesi kapsamında, davalı banka tarafından, davacı adına 4 adet kredi kartı tanzim edildiğini, davacı tarafından bu kredi kartlarının kullanıldığını ve kredi kartı kullanımı nedeniyle oluşan 20.389,34 TL borcun davalı tarafından davacıya 06.12.2006 tarihinde bildirildiğini, ancak ödeme olmadığından davacıya yönelik icra takibine girişildiğini, fakat takip tarihinden itibaren %75,48 temerrüt faiz oranının uygulandığını ve bu şekilde takip borcunun 102.043,94 TL'ye ulaştığını, halbuki bu faiz oranının TMK 2. madde, TBK 26. maddesi ve 3095 sayılı Kanun'un 1/1 maddelerine aykırı olduğunu, TCMB tarafından belirlenen faiz sınırlarının davalı tarafından aşılamayacağını belirterek icra takibinin durdurularak işleyen ve işlemiş faizlerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının talebinin belirli olmadığını, 02.11.2014 tarihli sözleşmenin 12. maddesine göre gecikme faizinin belirlendiğini, 5464 sayılı kanunun 2. ve 26. maddesinde bu durumun belirtildiğini, TBK 88 ve 120. maddeleri ve bu kanunlara göre temerrüt faizinin isabetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, bankanın alacağına TCMB tarafından belirlenen faiz oranları uygulandığında dava tarihi itibariyle davacının davalıya 61.717,77 TL borcunun bulunduğu, buna rağmen davalı banka tarafından davacıya kolaylık sağlanarak faizden doğan borcunun sıfırlandığı, bu işlemin tüketicinin lehine olduğu, bankanın uygulamasının yasal olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 6502 sayılı Yasa'nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara