Esas No: 2020/18083
Karar No: 2022/9550
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/18083 Esas 2022/9550 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/18083 E. , 2022/9550 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : EREĞLİ (KONYA) 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Aralarındaki bağlantı nedeniyle, Dairemizin 2020/9790 esas sırasında kayıtlı bulunan Ereğli (Konya) 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2015 gün 2014/439 esas ve 2015/216 karar ve Dairemizin 2021/9445 esas sırasında kayıtlı bulanan Niğde 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.06.2016 gün 2016/303 esas ve 2016/673 karar sayılı dosyaları ile birlikte incelenmiştir.
1- Ereğli (Konya) Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/1000 soruşturma numaralı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliğine ilişkin evrakın fiziki olarak aslı ya da onaylı örneğinin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 09.12.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen denetimli serbestlik kararının sanığa tebliğ edildiği, ancak kesinleşmesi beklenmeden infazı için dosyanın 09.12.2014 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden tedbirin infazına başlanmasının hukukî sonuç doğurmayacağı gözetilmeksizin denetime başlanıldığı, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının tebliği üzerine 17.03.2015 tarihinde yükümlünün başvurduğu ve tedbirin infazına başlanıldığı, 30.06.2015 tarihli görüşmeye katılmaması üzerine 10.07.2015 tarihli uyarı yazısının bila tebliğ iade edildiği, dolayısıyla herhangi bir uyarının yapılmadığı, kovuşturma şartı olan ısrar koşulunun da sağlanmadığı anlaşıldığından, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına ve erteleme kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
3- Dosya arasındaki 09.08.2014 tarihli olay yakalama ve rızaen teslim tutanağına göre inceleme dışı Süleyman Alper isimli şahısta uyuşturucu madde ele geçtiği, Ereğli (Konya) İlçe Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen 13.01.2015 tarihli ve 2014/299 sayılı ekspertiz raporunda, Süleyman Alper isimli şahısta ele geçen esrarın sarılı olduğu kağıt parçası üzerinde sanık ...’ın “sol el başparmak” izinin tespit edildiğinin belirtildiği, akabinde sanığın idrarında, Ereğli (Konya) Devlet Hastanesi’nin 30.06.2015 tarihli ve 2559721 sayılı toksikoloji raporu ile morphine/opioid pozitif tespit edildiği, buna göre sanık yönünden suç tarihinin 30.06.2015 olduğu, Ereğli (Konya) Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2015 tarihli ve 2015/1754 esas numaralı iddianamesiyle sanığın idrarında, morphine/opioid pozitif tespit edildiğinden bahisle Ereğli (Konya) 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/996 esasına kayıtlı kamu davasının açıldığı ve 05.11.2015 tarihli birleştirme kararı ile söz konusu davanın incelemeye konu dava ile birleştirildiği anlaşıldığından, 1 numaralı bozma sebebinin sonucuna göre;
a) Sanığın 30.06.2015 tarihli eylemi, 09.12.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesinden önce işlenmiş ise, TCK’nın 191/2. fıkrası gereği usulüne uygun olarak verilmiş kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı bulunmadığından TCK’nın 191/6. fıkrası kapsamında doğrudan dava açılamayacağı ve kovuşturma şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak bu eylemler tek suç kabul edilerek 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi,
b) 30.06.2015 tarihli eylem, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesinden sonra işlenmiş ise, incelemeye konu 07/03/2014 tarihli suçun ihlal nedeni olarak sayılıp sayılmayacağının belirlenerek ihlal nedeni olarak belirlendiği takdirde TCK’nın 191/5. fıkrasının “ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi gerekeceğinden, eksik inceleme ile sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi,
4- UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede; sanık hakkında; 17.01.2014 tarihinde işlediği iddia edilen "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçu nedeniyle 16.05.2014 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Ereğli (Konya) 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15.01.2015 gün 2014/677 esas ve 2015/20 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezasına hükmedildiği ve hükmün kesinleştiği, sanık hakkında; 16.08.2014 tarihinde işlediği iddia edilen "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçu nedeniyle 25.11.2015 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22.12.2015 gün 2015/645 esas ve 2015/433 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasına hükmedildiği ve Dairemizin 23.05.2022 tarihli kararı ile hükmün bozulduğu, sanık hakkında; 22.10.2015 tarihinde işlediği iddia edilen "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçu nedeniyle 22.05.2019 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15.10.2019 gün 2019/418 esas ve 2019/729 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay hapis cezasına hükmedildiği ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin 14.09.2022 tarihli kararı ile hükmün bozulduğu, sanık hakkında; 18.01.2014 tarihinde işlediği iddia edilen "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçu nedeniyle 25.03.2014 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Ereğli (Konya) 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13.03.2015 gün 2014/439 esas ve 2015/216 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezasına hükmedildiği ve Dairemizin 26.09.2022 tarihli kararı ile hükmün bozulduğu, sanık hakkında; 25.05.2015 tarihinde işlediği iddia edilen "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçu nedeniyle 10.03.2016 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Ereğli (Konya) 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 08.06.2016 gün 2016/303 esas ve 2016/673 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasına hükmedildiği ve Dairemizin 26.09.2022 tarihli kararı ile hükmün bozulduğu anlaşılmakla,
17.01.2014 tarihli eyleme ilişkin, kesinleşen Ereğli (Konya) 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15.01.2015 gün 2014/677 esas ve 2015/20 karar sayılı dosyasının aslı veya onaylı örneğinin getirtilip denetime imkan verecek şekilde incelenen dosya arasına konulması,
Aralarındaki bağlantı nedeniyle bozma gerekçeleri de dikkate alınarak söz konusu 18.01.2014, 16.08.2014, 25.05.2015 ve 22.10.2015 tarihli eylemlere ilişkin dosyaların incelemeye konu suça ilişkin dava dosyası ile birleştirilmesi,
1 numaralı bozma sebebinin sonucuna göre tüm delillerin birlikte değerlendirilip, eylemlerin tek suç veya ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
5- 1, 3 ve 4 numaralı bozma sebeplerinin sonucuna göre;
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçları yönünden ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlenmiş olması da gözetilerek,
Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre;
6- 1, 3 ve 4 numaralı bozma sebeplerinin sonucuna göre; sanığın 30.06.2015, 16.08.2015 ve 22.10.2015 tarihli eylemleri, 09.12.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden işlediğinin anlaşılması durumunda;
Suç tarihi olan 07/03/2014 tarihi itibariyle yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191/1. maddesinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu gözetilmeden, suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca temel cezanın 2 yıl olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
7- Hükümden sonra TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. ve 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 26.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.