Esas No: 2021/16733
Karar No: 2022/14913
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/16733 Esas 2022/14913 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/16733 E. , 2022/14913 K.Özet:
Sanıkların \"Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak amacıyla dolandırıcılık\" suçundan mahkumiyetleri bozuldu. 5237 sayılı TCK'nin 158/1-d maddesine temas etmelerine rağmen, temel cezanın belirlenmesinde sahte nüfus cüzdanı kullanıldığının gözardı edilmesi nedeniyle eksik ceza tayini yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma yapılmadı. Ancak, adli para cezasının tayininde temel günün haksız menfaatin iki katından az olmaması gerektiği gözetilmeksizin, tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini yapıldığı ve yeterli gerekçe gösterilmediği gerekçesiyle karar bozuldu. Sanıklar hakkında yeniden yargılama yapılmadan, adli para cezaları düzeltilerek onandı.
Sanıkların \"resmi belgede sahtecilik ile özel belgede sahtecilik\" suçlarından mahkumiyet hükümleri kuruldu ancak, suça konu nüfus cüzdanının zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması nedeniyle karar bozuldu. Suçun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve suça konu nüfus cüzdanı ve banka kredi sözleşmesi düzenlenmesindeki eylemlerin ayrı suçlar oluşturmadığı belirtildi.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nin 158/1-d maddesi
- 5237 sayılı TCK'nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentleri
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK‟nin 321. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 322. maddesi
- 765 sayılı TCK
- 5237
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
1- Sanıklar hakkında "Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak amacıyla dolandırıcılık" suçundan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlerin incelenmesinde;
Sanıkların eylemi, kredi işlemleri sırasında sahte nüfus cüzdanı kullanılması yönüyle aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nin 158/1-d maddesine de temas etmesine rağmen temel cezanın belirlenmesinde bu durumun gözardı edilmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık ... müdafisi, sanık ... ve sanık ... müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
5237 sayılı TCK'nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun'un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK‟nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının adli para cezası ile ilgili kısımların çıkartılarak yerine sırasıyla sanık ... için "1630 gün'', "543 gün'', "271 gün", "225 gün" ve ''4 500 TL"; sanıklar ... ve ... için ise "1630 gün'', "543 gün'', "452 gün ve ''9 040 TL" eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanıklar ... ve ... hakkında "resmi belgede sahtecilik ile özel belgede sahtecilik" suçlarından mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlerin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp suçtan zarar görmesi halinde dahi suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, aynı suç işleme kararıyla ve aynı anda düzenlenen belgelerle ilgili olarak tek bir suçtan hüküm kurulması gerekeceği, buna karşın, aynı suç işleme kararıyla fakat değişik zamanlarda düzenlenen belgelerle ilgili olarak yine tek bir suçtan hüküm kurulup, aynı Kanun'un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği, farklı suç işleme kastının bulunduğunun ispatı halinde her bir eylemin ayrı bir suç oluşturacağı dikkate alınarak, suça konu nüfus cüzdanı ile sanıkların banka kredi sözleşmesi düzenlenmesini sağladığının sabit olduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan dolayı cezalandırılması istemi ile de kamu davası açılmış ise de, suça konu nüfus cüzdanının ele geçirildiği, eylemlerinin zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden ayrı ayrı resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafisi ile ... müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 22.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.