Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/6463 Esas 2022/9553 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/6463
Karar No: 2022/9553
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/6463 Esas 2022/9553 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2021/6463 E.  ,  2022/9553 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : ADIYAMAN 1. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet


    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Aralarındaki bağlantı nedeniyle, Dairemizin 2020/10669 sırasında kayıtlı bulanan Malatya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25/06/2015 gün - 2014/881 esas ve 2015/546 karar, 2020/9826 sırasında kayıtlı bulunan Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21/04/2015 gün - 2015/119 esas ve 2015/166 karar ve 2020/9621 sırasında kayıtlı bulunan Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21/04/2015 gün - 2015/120 esas ve 2015/167 karar sayılı dosyaları ile birlikte incelendi.
    1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3, CMK'nın 34. ve 230. maddeleri uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilinin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
    2- Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; sanığın Malatya ilinden uyuşturucu madde getireceği bilgisinin alınması üzerine sanığın da içinde bulunduğu araçta yapılan aramada net 0,7 gram esrar, 14 adet AMFETAMİN içeren ve 2 adet MDMA içeren hapın ele geçirildiği olayda, CMK'nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde alınmış "adli arama kararı" ya da "yazılı arama emri" bulunup bulunmadığının araştırılarak varsa aslı veya onaylı bir örneğinin getirilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
    3- Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 04.09.2014 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında sadece “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kamu davası açıldığı, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuyla ilgili fiil, suç adı ve sevk maddesinin yer almaması nedeniyle bu suçtan açılmış kamu davası bulunmadığı, CMK'nın 225. maddesinin 1. fıkrasına göre hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin
    fiil ve fail hakkında verilebileceğinden; iddianamede sanığın “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu işlediği iddiasıyla dava açıldığı halde, tek olan eylemin ikiye bölünerek uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraat, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmesi,
    4- Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının erteleme süresi zarfında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, bu kapsamda UYAP'ta görülen Malatya (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 20.02.2014 gün - 2013/429 esas ve 2014/200 karar ve Malatya(Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 04.02.2014 gün - 2013/237 esas ve 2014/98 karar sayılı dosyasının getirtilerek incelenmesi, gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığından ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
    Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi'' kararının erteleme süresi zarfında işlemişse; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz" hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca "davanın düşmesine" ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararı veren ilgili mahkemeye ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı veren ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesi uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    5- 4 nolu bozma sebebine göre yapılacak araştırma sonucunda sanığın bu suçu "başka bir kullanma suçu" nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemediğinin tespit edilmesi durumunda ise;
    5237 sayılı TCK’nın 191/8. maddesinin;
    ‘‘Bu Kanunun;
    a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
    b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde,
    suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.’’ hükmü karşısında sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    6- TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden; duruşma için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebligatı yapılmadan ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
    7- 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin infaz işlemlerinde, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlamak üzere çıkarılan ilk uyarılı başvuru davetiyesinin tebliği üzerine, müracaatta bulunmayan sanığın, aynı Kanunun 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için; "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen başvuruda bulunmadığı takdirde, sanık hakkında kamu davasının açılması gerektiğinden; inceleme konusu olayda sanığın denetime başladığı, 04.12.2015 tarihli görüşmeye katılmaması üzerine, sanığa Adıyaman Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından 10.12.2015 tarihli uyarının tebliğ edilerek ihtarda bulunulduğu; uyarıdan sonra 08.01.2016 tarihli görüşmeye gelmeyen sanığa ikinci uyarı yapılmadığıdan ve ısrar şartı gerçekleşmediğinden kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere CMK'nın 223/8-2. cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyasının Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
    8- Suç tarihi olan 13/07/2014 tarihinden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlendiği gözetilmeden suç tarihinden önce yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca temel cezanın 1 yıl olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. ve 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 26.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Hemen Ara