Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5023 Esas 2022/2076 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5023
Karar No: 2022/2076
Karar Tarihi: 21.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5023 Esas 2022/2076 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu, yurtdışında açılan alacak davası sonucunda verilen kararın Türkiye'de tenfizi istemidir. Mahkeme, yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olmadığını ve tenfizine karar vermiştir. Ancak kararı temyiz eden taraf, davanın 7194 sayılı yasa çerçevesinde reddedilmesi gerektiğini belirterek temyiz etmiştir. Yargıtay Kararı'nda da, dava tenfiz taleplerinde Türk kamu düzenine aykırılık söz konusu olmadığı sürece karar verilebileceği belirtilmiştir. Anılan yasaya göre, birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir.
11. Hukuk Dairesi         2021/5023 E.  ,  2022/2076 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29.12.2020 tarih ve 2020/188 E. - 2020/294 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının aldığı parayı geri ödememesi nedeniyle yurtdışında açtıkları davada verilen kararın kesinleştiğini bildirerek, Almanya Köln Asliye Hukuk Mahkemesi kararının tenfizine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, yabancı mahkeme kararının tenfizinin kamu düzenine aykırı olmadığı, 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesinin de yabancı mahkeme kararının tenfizine engel olamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava yabancı mahkeme kararının tenfizi talebine ilişkindir. 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'nun 41. maddesinde 25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a eklenen geçici 4. maddede “birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir” hükmü yer almaktadır. Dava konusu yabancı mahkeme kararı yukarıda anılan madde kapsamında kalan Bera Holding A.Ş.ye karşı açılan alacak istemine ilişkin olup dolayısıyla bu kararın tenfizine ilişkin davanın da yukarıda anılan madde kapsamına girdiği ve bu nedenle dava konusu yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesinin Türk kamu düzenine aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece yukarıda anılan yasal düzenleme dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,
    21.03.2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.





    KARŞI OY

    Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7194 sayılı Kanunla çeşitli kanunlara eklenen geçici 4. maddesi kapsamında dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
    5718 sayılı Yasa'nın 54. maddesinde tenfiz koşulları 4 bent halinde sayılmış olup mahkemece bu 4 bent de ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulmuştur. Yürürlüğe giren ve Daire'nin çoğunluğunca değerlendirilmesi istenilen Yasa'da, 1. fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücretinin ortaklık üzerinde bırakılacağı hükmü düzenlenmiştir. 5718 sayılı Yasa'nın 54. maddesinin a-b-ç fıkraları ile yürürlüğe giren bu yasa arasında bir ilişki bulunmamaktadır. Aynı maddenin c fıkrasında ise tenfiz edilecek kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması koşulu mevcuttur. Yürürlüğe giren yasa ancak bu fıkra gereğince bir değerlendirmeye tabi tutulabilecektir. Ancak yabancı bir kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı sayılabilmesi için kararda yer alan hüküm kısmının anayasanın veya hukuk sisteminin temel ilkelerine (vazgeçilmez prensiplerine) Türk toplumunun genel örf-adet ve ahlak telakkilerine, toplumun ekonomik yapısını temelinden sarsacak olan değerlendirmeye, temel insan haklarına, adalet anlayışına aykırı olması gerekir. Yabancı karara konu teşkil eden hususların, kısmen veya tamamen Türk hukukunda emredici nitelikteki kurallarla düzenlenmiş olması kamu düzeni müdahalesi için bir sebep teşkil etmez. Öte yandan, kamu düzeni kavramının zaman ve mekana göre değişen, izafi niteliği düşünüldüğünde geçici nitelikteki bir hükmün genel kamu düzeni kavramıyla ilişkilendirilmesi de söz konusu olmamalıdır. Bu durumda, yabancı kararda yer alan hükmün icra edilmesi ile ortaya çıkacak sonuç hukukun genel prensiplerine, toplumun genel örf adet ve ahlak telakkilerine aykırı düşmedikçe ve anayasanın temel ilkelerine aykırı bulunmadıkça yabancı kararın Türk kamu düzenine aykırılığından söz edilemez.
    Somut davaya konu yabancı mahkeme kararının tenfizi Türk kamu düzenine aykırılık oluşturmadığından yerel mahkeme kararının onanması kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.


    Hemen Ara