Esas No: 2020/463
Karar No: 2022/14914
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/463 Esas 2022/14914 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2020/463 E. , 2022/14914 K.Özet:
Sanığın 492/2 maddesi gereği kaçak su kullanma suçundan tekerrür yaptığına dair mahkumiyeti uygulamaya konuldu. Ancak 5237 sayılı TCK'nin değişen maddeleri nedeniyle, sanığın kaçak su kullanma suçu kapsamında ceza verilmemesi seçeneği de bulunuyor. Bu nedenle, tekerrür kararının adaletli olup olmadığına karar verilirken, Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da göz önünde bulunduruldu. Mahkeme, sanığın suçunun tespit edildiği, delillerin doğru bir şekilde değerlendirildiği ve cezanın yasal sınırları içinde uygulandığı sonucuna vardı ve temyiz nedenlerinin geçersiz olduğuna hükmetti. Kanun maddeleri; 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 492/2 maddesi ve 5237 sayılı TCK'nin 163/3 ve 53. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2011/2-60 Esas ve 2011/126 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyeti, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 492/2 maddesinde öngörülen kaçak su kullanma suçuna ilişkin olup, bu suçun, sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nin 6352 sayılı Kanun ile değişik 163/3. maddesinde karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlenmesi ve koşullarının bulunması durumunda "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi seçeneğinin öngörülmesi karşısında, tekerrür uygulamasına esas alınan hükümle ilgili mahkemesince uyarlama yapılarak sonucuna göre tekerrüre esas olup olmadığı hususu ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık ve müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 22.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.