Esas No: 2012/15749
Karar No: 2013/1930
Karar Tarihi: 31.01.2013
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/15749 Esas 2013/1930 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin elektrik iletim görevi ve 4628 Sayılı Kanun"la da elektrik piyasasını düzenleme görevi yaptığını, bu Kanun"un 15.maddesinde borçların ödenmesi konusundaki prensiplerin yer aldığını, yine Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği gereğince müvekkilinin elektrik piyasasında dengeleyici ve uzlaştırıcı olarak rol aldığını, davalıya bu kapsamda birden çok fatura düzenlendiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin de yukarıda belirtilen Yönetmelik gereğince piyasa katılımcısı şirketlere ödeme yapmak zorunda kaldığını, dolayısıyla kurumun meydana gelen zararından davalının sorumlu olduğunu belirterek ödenen 10.475.072,98 TL"nin gecikme zammı ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yargı yolu itirazında bulunmuş, bununla birlikte müvekkili kurumun ödemelerindeki aksaklıklarında ... ve ...nin yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklandığını, dolayısıyla ... ve ... ile müvekkili arasındaki hukuki ilişkiye bağlı alacakların tahsil edilememiş olmasında davacının sorumlu olmasının anlamsız olduğu gibi, davacı ..."ın özel sektör şirketlerine olan gecikme zammı ödemelerinden de müvekkilinin sorumlu olacağı iddiasının da anlamsız olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece iddia, cevap ve benimsenen ikinci bilirkişi raporu doğrultusunda davacının yukarıda belirtilen Yönetmelik uyarınca piyasada oluşan fiyatlar çerçevesinde faturalar düzenlediği ve ödemek zorunda kaldığı gecikme zammı tutarının tahsil ettiği gecikme zammı tutarından fazla olması durumunda söz konusu fazlalığın kurum zararını oluşturacağı, davacının bu zararını Yönetmeliğin 8-f ve 103.maddeleri çerçevesinde davalıya rücu edebileceği , alınan ilk raporda herhangi bir belge incelenmediğinden bu raporun hükme esas alınamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece alınan ilk raporda; davacının, piyasa katılımcılarına Yönetmelik çerçevesinde ödediği gecikme zammı tutarını davalının geç ödemeleri nedeniyle yaptığını kanıtlamak zorunda olduğu, bu durumun ancak davacı şirketin muhasebe kayıtlarının incelenmesi sonucu ortaya çıkacağı belirtilmiştir. Hükme esas alınan ikinci raporda ise, Yönetmeliğin 8/f maddesinde piyasa işleticisi davacının kar ve zarar etmemesinin öngörüldüğü, Yönetmeliğin 94. ve 95. maddesi çerçevesinde davacının piyasa katılımcısı şirketlerin uğradığı zararın ödenmek zorunda olduğu, yine Yönetmeliğin 103.maddesi gereğince davacının uğradığı zararı rücu hakkına sahip olduğu, davacının alacağının 10.475.072,98.TL olduğu yolunda görüş bildirilmiştir. Davalı taraf ikinci bilirkişi raporuna gerekçelerini de göstermek suretiyle ayrıntılı şekilde itiraz etmiştir. Mahkemece davalının yaptığı bu itirazlar değerlendirilmediği gibi raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ara kararı oluşturulduğu halde bu ara karardan da dönülmüştür.
Mahkemece yukarıda açıklandığı gibi davalının rapora yönelik itirazları da değerlendirilecek biçimde önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir nitelikte konusunda uzman kişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.