Esas No: 2021/14357
Karar No: 2022/14946
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/14357 Esas 2022/14946 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/14357 E. , 2022/14946 K.Özet:
Sanık, bilişim sistemleri ve banka aracılığıyla dolandırıcılık suçundan mahkum edilmiştir. Ancak sanık hakkında uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır. Ayrıca, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan mahkumiyet hükmü yasaya aykırıdır ve sanık hakkında beraat kararı verilmelidir. Mahkeme kararı, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının da dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. Kanun maddeleri olarak TCK'nin 157/1., 268. ve 267. maddeleri ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi ve geçici 5. maddesi (d) bendiyle 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi anılmaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
A) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
Sanığın tekerrüre esas alınan Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.11.2012 tarih 2012/1153 Esas ve 2012/1037 Karar sayılı ilamına konu TCK'nin 157/1. maddesindeki dolandırıcılık suçunun, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla, bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırıldıktan sonra sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulama yönünden Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
1-5237 sayılı TCK’nin 268. maddesine göre, “işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.“ Aynı Kanun’un 267. maddesine göre ise; yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişinin cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, katılan ...‘a ait TC Kimlik numarasını adli veya idari bir makam önünde kullanmadığı, müşteki ... tarafından bankasız havale işlemi yoluyla kendisine para gönderilmesini sağlamak amacıyla katılana ait TC kimlik numarasını müştekiye bildirmesinin dolandırıcılık suçunun hile unsurunu oluşturduğu, bu itibarla TCK‘nin 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında bu suçtan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine hükmedilmesi yasaya aykırı,
2-Kabule göre de;
a)Sanığa isnat edilen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma“ suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli 2020/87 Esas ve 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer ... “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b)Sanığın tekerrüre esas alınan Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.11.2012 tarih 2012/1153 Esas ve 2012/1037 Karar sayılı ilamına konu TCK'nin 157/1. maddesindeki dolandırıcılık suçunun, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla, bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırıldıktan sonra sonucuna göre bu ilam veya diğer adli sicil kayıtları esas alınarak tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekliliği,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.