Esas No: 2018/37
Karar No: 2022/9603
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/37 Esas 2022/9603 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2018/37 E. , 2022/9603 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : İSTANBUL 14. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin sanık ... yönünden “17/09/2007 - 31/10/2007 arası ve 03/01/2008”, sanık ... yönünden “13/09/2007-31/10/2007 arası ve 27/09/2007“, sanık ... yönünden “07/12/2007”, sanık ... yönünden “29/10/2007” ve sanık ... yönünden “23/10/2007, 24/10/2007, 07/12/2007” olarak belirtilmesi yerine, sanık ... yönünden suç tarihinin “17/09/2007 - 26/09/2007 arası”, sanık ... yönünden suç tarihinin “27/09/2007 ”, sanık ... yönünden suç tarihinin “07/10/2007”, sanık ... yönünden suç tarihinin “29/12/2007 ”, sanık ... yönünden suç tarihinin “23/10/2007- 24/10/2007 - 07/11/2007 ” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
1) Sanık ... ve ... haklarındaki mahkûmiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanıkların yokluğunda verilen ve 22/02/2011 tarihinde sanıklara usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükümlerin, 1412 sayılı CMUK'nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra 02/03/2011 tarihinde sanıklar tarafından temyiz edildiği anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,
, ..., ..., ..., ... ve ... haklarında verilen mahkûmiyet hükümleri yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık ... ve müdafiinin yokluğunda verilen hükmün vekaletnamesi bulunmayan Av. ...'a tebliğ edilmesi sonrasında Av. ...tarafından sunulan 11/03/2011 tarihli dilekçesinde müvekkil ilişkisinin bulunmadığını belirtilmesi üzerine hükmün sanığa 28/02/2011 tarihinde tebliğ edildiği, 11/03/2011 tarihli vekâletnamesi bulunan Av. ... tarafından 14/03/2011 tarihinde temyiz dilekçesi sunduğu, 16/04/2011 tarihli 2011/421 değişik iş kararı ile temyiz isteminin reddine karar verildiği, sanık tarafından 23/06/2013 ve 21/08/2014 tarihli dilekçeleri ile eski hale getirme isteminde bulunulduğu, sanığın 27/03/2019 tarihli dilekçesi ile de temyiz hakkının geri verilmesi talebinin 12/04/2019 tarihli ek karar ile reddedildiği anlaşılmakla; mahkemece sanık ... müdafii Av....'a tebliğ edilmesi gerekirken sanığa tebliğ edilmesi, Tebligat Kanunu'nun 11. maddesine aykırı olduğundan, 5271 sayılı CMK'nın 42. maddesi gereğince hükmün temyiz aşamasında ileri sürülen eski hale getirme isteği hakkında Mahkemesince verilen 16/04/2011 ve 12/04/2019 tarihli ek kararlar hukuken yok hükmünde olduğu ve sanık ... müdafinin 14/03/2011 tarihinde verdiği temyiz dilekçesinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar ve sanıklar ..., ..., ... ..., ..., ... ve ... müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
3) Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... haklarında verilen mahkûmiyet hükümleri yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS'ten alınarak dosyasına konulan nüfus kayıt örneğinde, sanık ...’nın 05/07/2016, sanık ...’in 28/06/2014, sanık ...’in 03/02/2020, sanık ...’ın 23/01/2022 ve sanık ...’in 28/12/2021 tarihinde öldüklerinin belirtilmesi karşısında; bu hususun araştırılarak, ölmüş olduklarının tespiti halinde haklarındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve sanıklar ... ile Ali müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA,
4) Sanık ... hakkında verilen mahkûmiyet hükmü yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Tüm dosya kapsamına göre; kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın, diğer sanıklarda ele geçirilen maddeler ile ilgisi olduğuna ve diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine dair, içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek soyut telefon görüşmeleri dışında kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
5) Sanık ... hakkında verilen mahkûmiyet hükmü yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; sanığın 27/09/2007 tarihinde yapılan üst aramasında ele geçirilen uyuşturucu maddeye ilişkin olarak kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Edirne 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/11/2009 tarih ve 2007/723 esas, 2008/50 karar sayılı ilamı ile mahkûmiyet kararı verildiği ve bu hükmün kesinleştiği; mahkûmiyet kararına gerekçe gösterilen iletişimin tespiti tutanaklarına konu maddelerin ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu niteliğinde olup olmadığının tespit edilememesi, diğer sanıklarda ele geçirilen maddeler ile ilgisi olduğuna dair soyut ve içeriği değişik anlamlara gelebilecek iletişimin tespiti tutanakları dışında, kuşkuyu aşan kesin ve yeterli
delil bulunmaması karşısında; sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
6) Sanık ... hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
Sanığın 03/01/2007 tarihli ikamet aramasında ele geçirilen kişisel kullanım sınırında olan uyuşturucu maddeleri kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin savunmasının aksine, kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı; mahkumiyet kararına gerekçe gösterilen iletişimin tespiti tutanaklarına konu maddelerin de ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu niteliğinde olup olmadığının tespit edilememesi, diğer sanıklarda ele geçirilen maddeler ile ilgisi olduğuna dair soyut ve içeriği değişik anlamlara gelebilecek iletişimin tespiti tutanakları dışında, kuşkuyu aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı; sanığın sabit olan fiilinin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğu, suç ve hüküm tarihinden temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar; 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı ile TCK'nın 67. maddesinin 4. fıkrasında öngörülen 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; bozma sebebine göre, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
27/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.