Esas No: 2019/9337
Karar No: 2022/14985
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/9337 Esas 2022/14985 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/9337 E. , 2022/14985 K.Özet:
Sanık, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki suçu işlediği gerekçesiyle suçlu bulunmuştur. Ancak Mahkeme, kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik hale getirilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, suç tarihinin yanlış yazıldığı, müştekinin isminin yanlış yazıldığı ve dosyada delil olarak saklanması gereken belgelerin müsaderesine karar verildiği belirtilerek, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesi
- TCK'nin 7. maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi
- Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendi
- 7417 sayılı Kanun‘un 52. maddesiyle 5809 sayılı Kanun‘a eklenen \"Dava ve Cezaların Ertelenmesi\" başlıklı Geçici 7. madde
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1)Hükümden önce 19.02.2014 tarihli ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarih yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun’un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilci tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri karşısında; TCK'nin 7. maddesi uyarınca, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında “özel belgede sahtecilik” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
2)Sanığın eylemine uyan 5809 sayılı Kanun’a aykırılık suçunda ön ödemenin gerçekleşmemesi halinde; hükümden sonra 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması ve yine hükümden sonra 05.07.2022 tarih ve 31887 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren 7417 sayılı Kanun‘un 52. maddesiyle 5809 sayılı Kanun‘a eklenen "Dava ve Cezaların Ertelenmesi" başlıklı Geçici 7. madde ile Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir'' hükmü gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4)Kabule göre de;
a)Sanığın zincirleme eylemleri yönünden “05.04.2012“ olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “02.12.2011“ olarak yanlış yazılması,
b)Müştekinin “...“ olan isminin, hüküm fıkrasında “... ...“ olarak yanlış yazılması,
c)Adli Emanetin 2013/130 sırasında kayıtlı suça konu abonelik sözleşmelerinin dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi gerekirken, TCK‘nin 54/1. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
d)5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.