Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1749 Esas 2022/2130 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1749
Karar No: 2022/2130
Karar Tarihi: 21.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1749 Esas 2022/2130 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, İstanbul'da bir bayilik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak istemine ilişkin davada, İlk Derece Mahkemesi'nin verdiği yetkisizlik kararında kanun yolunun gösterilmemesinin hatalı olduğunu ve sonrasında verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerektiğini karara bağladı. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi'nin esastan reddine karar verdiği istinaf başvurusu bozulmuş ve dava dosyası İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir. Kararda, HMK'nın 297/1. fıkrasının ‘ç’ bendi gereği, verilecek olan hükümde kanun yolları ve süresinin açık bir şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, Anayasa’nın 40. maddesi doğrultusunda, devlet işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağı ve başvuru sürelerini belirtmek zorunda oldukları ifade edilmiştir.
11. Hukuk Dairesi         2022/1749 E.  ,  2022/2130 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
    6. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 20.10.2021 tarih ve 2018/1 E. - 2021/575 K. sayılı ek kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf başvurusunun esastan reddine dair Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.12.2021 tarih ve 2021/3547 E. - 2021/1847 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece her iki tarafın tacir olduğu, yetki sözleşmesinin bağlayıcı olduğu, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu, süresinde yetki itirazında bulunulduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verildiği, 20/10/2021 tarihli ek karar ile de süresinde yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmadığından dolayı davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, ek karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen yetkisizlik kararını içeren hükümde “Mahkemenin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine “şeklinde olduğu, başvurulacak kanun yoluna ilişkin herhangi bir hüküm içermediği görülmektedir.Hükmün kapsamı başlıklı HMK’nın 297/1. fıkrasının ‘ç’ bendinde, verilecek olan hükümde kanun yolları ve süresinin açık bir şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, devlet işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağı ve başvuru sürelerini belirtmek zorunda oldukları ifade edilmiştir. Belirtilen anayasal ve yasal düzenlemeler doğrultusunda, İlk Derece Mahkemesince verilen yetkisizlik kararında kanun yolunun gösterilmemiş olması hatalı olmuş, sonrasında verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararın bu nedenle bozulması gerekirken ek karara yönelik yapılan istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.





    KARŞI OY

    HMK’nın m. 20/1 hükmündeki iki haftalık sürenin kararda gösterilmemesi tek başına erişim ve adil yargılanma hakkının ihali sonucunu doğurmayacağından, kararın onanması görüşündeyim, bu nedenle çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.






    Hemen Ara