Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/7157 Esas 2013/1887 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7157
Karar No: 2013/1887
Karar Tarihi: 31.01.2013

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/7157 Esas 2013/1887 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2012/7157 E.  ,  2013/1887 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki karşılıklı birleşen tazminat - itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı - karşı davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı karşı davacı vek. Av. ... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı ... vekili, asıl davada müvekkilinin davalıdan toplam 1057 adet ilaçlama tankı satın aldığını, bu mallarda imalat ve malzeme yapısında bozulmalar görüldüğünü, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını, zararın karşılanması için çektikleri 22.06.2005 tarihli ihtarnameden sonuç alamadıklarını, 20.07.2005 tarihinde ise mahkeme aracılığıyla mallardaki ayıbın tespit edildiğini, durumun 15.08.2005 tarihli ihtarnameyle davalıya bildirildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi ve 75.000 TL manevi tazminatın reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 07.06.2011 havale tarihli dilekçesiyle maddi tazminat talebini 93.285 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı vekili, yetki ve işbölümü itirazında bulunarak dosyanın ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini istemiştir.
    Davacı ...... vekili, birleşen davada, müvekkilinin davalının siparişi üzerine polyester ilaçlama tankları imal ederek davalıya sattığını, satılan tank bedellerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacıya borçlarını fazlasıyla ödediklerini, davacı yana 93.730 TL ödeme yaptıklarını, ancak karşılığında bu tutarda mal gönderilmediğini, takibin kötüniyetli olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; asıl davada, davalının davacıya sattığı ilaçlama tanklarının hatalı ve ayıplı olması nedeniyle davacının 48.455 TL zarara uğradığı, yine bu ayıp sebebiyle davacının ticari itibarının zedelendiği gerekçeleriyle asıl davada davanın kısmen kabulüne, 48.455 TL maddi tazminatın, 30.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davada ise davacının alacağının subüta ermediği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl davanın davalısı birleşen davanın davacısı vekilince temyiz edilmiştir.
    Asıl dava, satın alınan ilaçlama tanklarının ayıplı çıkması nedeniyle uğranılan maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı yan, dava dilekçesinde, davalıdan 1057 adet ilaçlama tankı aldığını bildirmiştir. Dava açılmadan önce keşide edilen 22.06.2005 tarihli ihtarnamede ayıplı tank adedi 127 olarak bildirilmiş, tespit dosyasında ise toplam 96 tank üzerinde yapılan inceleme sonucu incelenen tankların ayıplı olduğu rapor edilmiştir. Yargılama sırasında davacı taraf 26.03.2007 tarihli dilekçesinde ayıplı tank adedini 131"e çıkarmıştır. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda (teknik bilirkişi: 200, hesap bilirkişi ise 252) adet tankın ayıplı olduğunu bildirmiştir. Anılan bu raporlara davalı vekili, gerekçelerini de göstererek itiraz etmiştir.
    Hal böyle olunca; mahkemece, alınan tanklardan kaç tanesinin ayıplı olduğu yönünde davacıya gerekli açıklama yaptırılıp bu tanklar üzerinde yeterli inceleme yaptırılarak ayıplı tank sayısının net şekilde belirlenmesi, ayrıca davacının keşide ettiği ihtarnamede bildirdiği tank sayısıyla bağlı olup olmadığı yönü üzerinde durulup varılacak uygun sonuca göre, davalı yanın raporlara itirazlarının da değerlendirilip 3 kişilik (teknik ve hesap incelemeleri için) bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
    Öte yandan birleşen dava yönünden ise; bu konuda bilirkişi ... tarafından verilen bila tarihli raporda birleşen davanın davacı ... .... "nin 39.375,85 TL alacaklı olduğu, yine aynı bilirkişi tarafından verilen 20.05.2010 havale tarihli ek raporda adı geçen şirketin 7.227,10 TL alacaklı olduğu, yine 10.10.2010 tarihli bilirkişi ... raporunda ise asıl davanın davacısı tarafından 10.789,25 TL fazla ödeme yapıldığı, yine ayrı bilirkişi tarafından hazırlanan 01.02.2011 tarihli raporda ise; asıl davanın davacısı tarafından 20.084,25 TL fazla ödeme yapıldığı yönünde görüş bildirilmiştir. Anılan bu raporlara da itiraz edilmiştir. Hal böyle olunca birleşen davada, birleşen davanın davacısının alacaklı olup olmadığı konusunda te"lif edici rapor alınmadan eksik inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 990 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara