Esas No: 2022/51
Karar No: 2022/15009
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/51 Esas 2022/15009 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/51 E. , 2022/15009 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.11.2021 tarih ve 2021/14188 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17.12.2021 tarih ve KYB-2021/135061 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından şüpheliler ... ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/12/2020 tarihli ve 2020/15450 soruşturma, 2020/54163 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 19/02/2021 tarihli ve 2021/352 değişik iş sayılı kararının "5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müşteki şikâyet dilekçesinde özetle, şüpheli ...'ın müşteki ... ve ...'nin oğlu olan müşteki ...'in kardeşi olduğunu, şüpheli ... tarafından şüpheli ... aleyhine Antalya 16. İcra Müdürlüğünün 2019/5026 esas sayılı dosyası ile 2.250.000 Türk lirası bedelli bir senet üzerinden icra takibi başlatıldığını ve bu takip dosyasında usule ve yasaya aykırı olarak üçüncü kişi konumunda olan kendilerine haciz ihbarnamesi gönderildiğini e-devlet sistemi üzerinden gönderilen mesaj üzerine öğrendiklerini ve gönderilen tüm ihbarnamelerin kendileriyle hiçbir ilgisi bulunmayan adrese gönderildiğini, şüphelilerin hiçbiriyle ilişkileri ve hiçbirine borçlarının olmadığından haciz ihbarnamelerine itiraz ederek usulsüz tebligatların iptali için Antalya 7. İcra Hukuk Mahkemesine başvurduklarını ve borçlu olmadıklarının tespiti için Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesine menfi tespit davası açtıklarını, şüphelilerin planlı bir şekilde hareket ederek eylemi gerçekleştirdiklerini, olay sebebiyle şikayetçi olduklarını beyan etmeleri üzerine resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından yapılan soruşturmada, hukuki ihtilaf nedeniyle soruşturmaya konu suçların yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, yürütülen soruşturma kapsamında, şüpheli ... tarafından şüpheli ... aleyhine Antalya 16. İcra Müdürlüğünün 2019/5026 esas sayılı dosyası ile 2.250.000 Türk lirası bedelli bir senet üzerinden icra takibi başlatıldığını ve üçüncü kişi konumunda olan müştekilerin kendilerine haciz ihbarnamesinin usule aykırı olarak tebliğ edildiği iddia edildiği, ihbarnameleri tebliğ alan şahıslar müştekilerle aynı çatı altında birlikte kaldıklarını beyan ederek söz konusu tebliğleri almış iseler de, bu defa kolluk araştırmasında tebliğleri alan bu şahısların, müştekilerin başka adreste oturduklarını beyan etmeleri, müştekilerin her birinin mernis adreslerinin tebliğe konu söz konusu adresten farklı bir adreste bulunması, senet borçlusu şüpheli ...'ın da ihbarnamelerin tebliğ edildiği aynı adreste ikamet etmesi karşısında, alacaklı ile borçlunun fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, ödeme emrinin tebliğ edilip kesinleşmesini müteakip, 3. kişi konumundaki müştekileri borçlu ile aynı adreste kalıyor gibi gösterip, kasten söz konusu adrese tebliğ çıkarılmasını talep ettikleri ve gönderilen tebliğlerin de evrakı alan şüphelilerin yalan beyanıyla tebliğ alınarak müştekilerin borçlu sıfatını almalarına sebebiyet verip vermedikleri hususunda değerlendirme yapılması gerektiği, zira, her ne kadar icra mahkemesine itiraz edilip, asliye hukuk mahkemesinde de menfi tespit davası açılması nedeniyle, söz konusu işlemlerin iptal edilme ve müştekilerin borçlu olmadıklarının tespit edilmesi ihtimali olsa da, senedin sahteliği söz konusu olmayıp, şüphelilerin ortak kasıt ile hareket ederek, icra müdürlüğünü de aracı kılmak suretiyle müştekileri dolandırmaya çalışmaları ve tebliğ alan şüphelilerin dağırım memuruna kasten yalan beyanda bulunmaları hususunda soruşturma yapılması gerektiği, bu bakımdan tebliğ evrakını teslim alan kişilerin alınacak ifadelerinden sonra, bu ifadeler ile kolluk araştırması sonucu tespit edilen hususlar ve senet borçlusu şüphelinin tebliğlerin alındığı aynı adreste mukim olması ve müştekilerin mernis sisteminde kayıtlı adreslerinin farklı olması hususları hep birlikte değerlendirilerek hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Şüphelilerden ... tarafından, şüpheli ... aleyhine 2.250.000 TL bedelli bonoya dayanılarak başlatılan icra takibinde, borçlu adresine gönderilen ödeme emrini takiben, müştekilerin bu adreste hiç oturmamalarına karşın, İcra ve İflas Kanunu‘nun 89/1-3. maddeleri uyarınca haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, bu ihbarnamelere ilişkin tebligatların, gerçeğe aykırı şekilde müştekilerle aynı konutta oturduklarını beyan eden şüpheliler ... ve Sinem Güner tarafından alındığı, müştekilerin durumdan haberdar olmamalarından dolayı ihbarnamelerin kesinleştiği ve müştekilere yönelik haciz işlemlerinin başladığı, bu olaya ilişkin icra hukuk mahkemesine şikayet ve menfi tespit davası yoluna başvurulduğunun iddia olunması üzerine başlatılan soruşturma kapsamında; “haciz ihbarnameleri usule uygun olmamasına rağmen, bonoda sahtecilik bulunmadığı, müştekilerin denetim imkanının ortadan kalkmadığı, olayın hukuki ihtilaf mahiyeti taşıdığı“ gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüpheli ...‘ın ifadesinde, tüm işleri boşanma aşamasında olduğu eşi ...‘ın organize ettiğini, bahse konu adreste hiç bulunmadığını söylemesi ile şüpheli ...‘ın alınan ifadesinde; eve gelen evrakların hepsini eşine teslim ettiğini, bir kısmının ise kardeşi olan Sinem Güner tarafından alındığını beyan etmesi karşısında; şüphelilerden Sinem Güner‘in ifadesine başvurulması, suça konu tebligat asıllarının temini ile şüphelilere gösterilmesi, imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, gerektiği takdirde bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılarak, posta dağıtıcısının beyanına başvurulması, ... ve ...‘ın suç tarihinde aynı evde ikamet edip etmediklerinin araştırılması, icra hukuk mahkemesi ile menfi tespit davasına ilişkin dava dosyalarının, bu dosyadan tefrik edilen ve haklarında görevi kötüye kullanma suçundan iddianame düzenlenen icra müdür yardımcılarına ait dava dosyasının ve şüpheli ...‘in vekili konumunda bulunan Av. Tolga Kaplan hakkındaki soruşturma dosyasının aslı ya da onaylı suretlerinin temin edilerek incelenmesi, sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının takdir ve tayin edilmesi gerektiği anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce bu nedenle yerinde görüldüğünden, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 09.12.2020 tarihli, 2020/15450 Soruşturma ve 2020/54163 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Antalya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.02.2021 tarih ve 2021/352 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.