Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/60 Esas 2022/15002 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/60
Karar No: 2022/15002
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/60 Esas 2022/15002 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, dolandırıcılık suçundan yargılanan sanıkların öncelikle 1 yıl 6 ay hapis ve 800 TL adli para cezası ile cezalandırıldıklarını belirtti. Daha sonra dosyanın istinaf edilmesi sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozulduğu ve uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle sanık ...’nın yargılamanın düşürüldüğü, sanıklar ... ve ... ise tekrar yargılanarak cezalarının onandığı ifade edildi. Mahkeme, kanun yararına bozma istemi sonucu dosyanın Yargıtay'a iletildiğini belirtti ve sanık ...'nın adresine yapılan tebligatın geri döndüğünü, MERNİS adresinin de tespit edilemediğini ifade ederek, uzlaşma teklifinin usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle sanık ... hakkındaki kararın bozulmasına karar verdi. Kanun maddeleri olarak ise, Türk Ceza Kanunu’nun 157/1 ve 52/2, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/1, 279/1-b, 280/3 ve 309. maddelerine değinildi.
11. Ceza Dairesi         2022/60 E.  ,  2022/15002 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.11.2021 tarih ve 2021/22504 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24.12.2021 tarih ve KYB-2021/136976 sayılı ihbarname ile;
    Dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ...'nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay hapis ve 800,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına dair Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2018 tarihli ve 2014/163 esas, 2018/289 sayılı kararının "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 280. maddesinin 3. fıkrasında, "(Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanırlar." şeklinde düzenlemenin yer aldığı,
    Dosya kapsamına göre, Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2018 tarihli kararının adı geçen sanıklar ile birlikte aynı suçtan mahkûm edilen sanık ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin13/07/2020 tarihli ve 2019/999 esas, 2020/998 sayılı kararı ile bozulmasını müteakip, bozma kararının adı geçen sanıklara da sirayet ettirilerek yapılan yargılama sonucunda Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/04/2021 tarihli ve 2020/388 esas, 2021/152 sayılı kararı ile sanık ... hakkında kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, adı geçen sanıklar yönünden ise bozma kararı sonrası taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından bahisle, bozma kararının sanıklara sirayetine yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşılması karşısında,
    Dosya kapsamına göre, müştekinin, konfeksiyon üzerine iş yapan işyerinin kar ortağı olduğu, adı geçen sanıkların bu işyerine gelerek mal siparişi verdikleri, müştekinin aynı işyerinde işçi olarak çalışan ... isimli şahıs ile birlikte siparişi kendi araçları ile sanıkların işyerine götürdüğü, malların işyerinin önüne boşaltıldığı, sonra parayı almak ve faturayı vermek üzere içeri girdikleri, bu sırada malların başka bir araçla götürüldüğü, adı geçen sanıkların kargoda sorun çıktığı, paranın geleceği gibi sözlerle müştekiyi oyaladıkları, komşu işyerlerinden para bulmaya çalıştıklarını söyleyerek dışarı çıktıkları, bu sırada sanıklardan ...'ın işyerine geldiği, müştekiye polise başvurmamasını, kendisinin kefil olduğunu söylediği, ancak para ödenmediği gibi malların da iade edilmediği, bu şekilde atılı suçun işlenmesi şeklinde gerçekleşen somut olayda, atılı suçun, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/1. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında kaldığı, her ne kadar dosya uzlaştırma bürosuna gönderilmiş ve rapor alınmış ise de, alınan uzlaştırma raporunda müştekiye ve sanıklardan ...'na telefonla ulaşıldığı, diğer sanıklara telefonla ulaşılamadığı, bu sanıklara gönderilen tebligat parçalarının dönmediği, akıbetlerinin de bilinmediği, bu nedenle uzlaştırma görüşmelerinin yapılamadığı belirtilmişse de, taraflarla yapılan telefon vb. görüşmelerin, tarafların biraraya gelip uzlaşma görüşmelerinin yapılabilmesi halinde yeterli olacağı, aksi takdirde müştekiye ve sanıklara 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na uygun tebligat yapılması gerektiği cihetle, uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığı, Mahkemesince dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip, usulüne uygun olarak yapılacak uzlaştırma işlemleri sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
    Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Sanıklar ..., ... ve ... hakkında, müşteki ...‘a karşı gerçekleştirdikleri dolandırıcılık suçundan dolayı açılan kamu davası neticesinde, Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 10.05.2018 tarihli 2014/163 Esas ve 2018/289 Karar sayılı kararı ile sanıkların TCK‘nin 157/1. maddesi gereğince ayrı ayrı 1 yıl 6 ay hapis ve 800,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, bahse konu kararın istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi‘nin 13.07.2020 tarihli 2019/999 Esas ve 2020/998 Karar sayılı ilamıyla, sanıklar ... ve ...‘nun istinaf başvurularının 5271 sayılı CMK‘nin 279/1-b maddesi uyarınca reddine, sanık ... yönünden ise; “her ne kadar uzlaştırma raporunda katılana ve sanıklardan Ömer'e telefonla ulaşıldığı, diğer sanıklara telefonla ulaşılamadığı, bu sanıklara gönderilen tebligat parçalarının dönmediği, akıbetlerinin de bilinmediği, bu nedenle uzlaştırma görüşmelerinin yapılamadığı belirtilmişse de, taraflarla yapılan telefon vb. görüşmelerin, tarafların biraraya gelip uzlaşma görüşmelerinin yapılabilmesi halinde yeterli olacağı, aksi takdirde şikayetçiye ve sanıklara Tebligat Kanununa uygun tebligat yapılması gerektiği, uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığı gözetilmeksizin yargılamaya devamla karar verilmesi“ şeklindeki gerekçeyle hükmün bozulmasına, bozmanın CMK'nin 280/3. maddesi gereğince istinaf başvurusunda bulunmayan ve haklarında mahkûmiyet hükümleri kurulan sanıklar ... ve ...'a sirayetine karar verilmesini takiben, Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 2020/388 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada, uzlaştırma işlemlerinin yapılması için dosyanın yeniden uzlaştırmacıya tevdi edildiği, belirtilen dosya kapsamında düzenlenen uzlaştırma raporu ve eklerinin incelenmesinde; müşteki ile sanıklar ... ve ... arasında edimin yerine getirilmesi şartıyla uzlaştırma sürecinin olumlu sonuçlandığı, sanık ...‘na ise tebligata rağmen ulaşılamadığı gerekçesiyle sürecin olumsuz sonuçlandığının bildirildiği, buna karşın; sanıklar ... ve ... tarafından da müştekiye herhangi bir ödeme yapılmadığından, Mahkemenin 08.04.2021 tarihli 2020/388 Esas ve 2021/152 Karar sayılı kararıyla uzlaşmanın sağlanamadığından bahisle sanıklar ... ve ...‘na sirayete yer olmadığına şeklinde karar verildiği anlaşılmakla; müşteki ile sanık ... arasında uzlaştırma işleminin yapıldığı ancak uzlaşma sağlanamadığından, bu sanık yönünden kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE; sanık ... yönünden ise; öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğat çıkartılması, tebligatın iade edilmesi durumunda ise, muhatabın MERNİS adresinin tespit edilerek MERNİS şerhi ile 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesine göre tebliğ yapılmasının gerektiği, sanığın bilinen adresine gönderilen tebligatın iade edildiği, ancak dosya kapsamında MERNİS adresine yapılan herhangi bir tebligata rastlanmadığından, uzlaşma teklifinin usulüne uygun olmadığı gözetilerek; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce bu nedenle yerinde görüldüğünden, Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 10.05.2018 tarihli 2014/163 Esas ve 2018/289 Karar sayılı kararının CMK'nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara