Esas No: 2020/9635
Karar No: 2022/9574
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/9635 Esas 2022/9574 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/9635 E. , 2022/9574 K.Özet:
Adana 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın sanığı, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkum edilir. Ancak, mahkeme kararı bozulur; çünkü dosyada bazı yasal gerekliliklerin yerine getirilmediği tespit edilir. Bunlar arasında, soruşturma evrakının aslı veya onaylı örneğinin dosyada bulunmaması, ekspertiz raporunun aslı ya da onaylı örneğinin dosyada denetime hazır şekilde bulunmaması, sanığa açılan kamu davasının ertelenmesi kararının yasal yasal süreçlere uygun bir şekilde tebliğ edilmemesi ve tekerrür hükümleri ile ilgili hukuki belirsizliklerin kararda doğru anlatılmaması yer almaktadır. Bu nedenle, hüküm bozulur ve yasal gereklilikler yerine getirilerek yeniden yargılama yapılması gerekmektedir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 169. ve 223/8. maddeleri, Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi ve 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkralarıdır. Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ve 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ile ilgili yasal düzenlemeler
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ADANA 4. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4629 numaralı soruşturma evrakının onaysız fotokopi olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınan belgelerin aslı veya onaylı örneklerinin dosya içinde bulundurulmaması suretiyle CMK’nın 169. maddesine aykırı davranılması,
2) 28/01/2015 tarihinde ele geçen maddeye ilişkin ekspertiz raporunun aslı ya da onaylı örneğinin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile, 22/10/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın yükümlülüklere uymaması eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
4) Kabule göre de;
a) Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken hangi ilamın tekerrüre esas alındığının kararda gösterilmemesi,
b) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 27/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.