Esas No: 2021/13979
Karar No: 2022/15034
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13979 Esas 2022/15034 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/13979 E. , 2022/15034 K.Özet:
Söz konusu kararda, temyiz süresi konusunda farklı düzenlemelere yer verilmesi ve mahkemelerce yanıltıcı ifadeler kullanılmasının, Anayasa'nın mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği belirtilmiştir. Sanık müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak hüküm fıkrasında yer alan kanun maddesi ibaresi yanlış belirtilmiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuş ve düzeltilerek onanmıştır. Kanun maddeleri: 7035 sayılı Kanun'un 21. maddesi, 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nin 305-326 maddeleri, 310. maddesi ve 322. maddesi, TCK'nin 53. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemeleri'nin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay incelemesinden geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nin 305 ila 326 maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK'nin 310. maddesi gereğince de temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması, kanun yoluna ilişkin süreler konusunda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda farklı düzenlemelere yer verilmesi, 7035 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra temyiz süresi konusunda tereddütler oluşması ve ilk derece mahkemelerince yanıltıcı ifadeler kullanılmasının, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.10.2015 tarihli, 2015/11-120 Esas ve 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olduğu gibi, Anayasa Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli (Başvuru Numarası:2014/4987) ve 22/09/2016 tarihli (Başvuru Numarası:2014/1382) kararlarına göre bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması nedeniyle, kendisine 21.05.2018 tarihinde tebliğ edilen hükme ilişkin sanık müdafisinin 04.06.2018 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
TCK'nin 53. maddesi uyarınca sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmemiş ise de, bu hususun kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezasının kanuni sonucu olması nedeniyle, infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. ancak;
Sanığın kazanılmış hakkı nedeniyle sonuç ceza miktarı belirlenirken, kanun maddesinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 326/son maddesi yerine, 5271 sayılı CMK'nin 307/4. maddesi olarak gösterilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının kazanılmış hakka ilişkin paragrafında yer alan "CMK'nin 307/4. madde" ibaresinin çıkartılarak yerine "1412 sayılı CMUK'nin 326/son. maddesi" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. .