Esas No: 2012/15085
Karar No: 2013/1823
Karar Tarihi: 31.01.2013
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/15085 Esas 2013/1823 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete mal sattığını, taraflar arasında kur farkı ödenmesine ilişkin teamül bulunduğunu, 31.12.2008 tarihli 12.735,40 TL bedelli kur farkı faturasının bedelinin tahsili için yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında kur farkı ödeneceğine ilişkin yazılı bir sözleşme veya teamül bulunmadığını, davacının düzenlediği satış faturalarının TL üzerinden düzenlendiğini ve ödendiğini belirterek davanın reddine, % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında mal alım satımına dair sözleşmenin bulunduğu, davalının faturaların bedelini USD üzerinden ödediği, ancak davacının davalı ile arasında kur farkı ödeneceğine ilişkin sözleşme veya teamül bulunduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişkiden kaynaklanan kur farkı alacağının tahsili için icra takibi başlatmış, itiraz üzerine iş bu dava açılmıştır. Mahkeme, kur farkı alacağına ilişkin yazılı sözleşme olmadığından bahisle davanın reddine karar vermiştir. Kur farkı istenebilmesi için ticari satımın yabancı para ile yapılmış olması, taraflar arasında kur farkı istenebileceğine ilişkin yazılı bir sözleşme veye teamül bulunması gerekir. Davacı, davalı şirketin de kaşesi ve yetkili temsilcisinin imzasını taşıdığını ileri sürdüğü 14.08.2008 tarihli kur farkı istenebileceğine ilişkin belge sunmuştur. Belgedeki imzanın davalının yetkili temsilcisine ait olması halinde tarafları bağlar. Belge üzerinde durulup, tarafların defter ve kayıtları uzman bir bilirkişi aracılığıyla incelettirilip Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu oluşturulmuş bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm oluşturulması doğru olmayıp mahkemece verilen kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.